This essay examines the triangular geometry of the transitional segments of minarets, which enable the connection of the pulpit with the body shaft; especially the ones from the conquest till the republic era (1453-1923). Additionally, reconstructed and renovated transitional segment examples are pointed out and intervention issues regarding authenticity problems are determined.
The content of this study, differing from the previous examinations which are done with a limited number of minarets, involves all the minarets in Istanbul, constructed between 1453 and 1923; that are still in existence and which have record photos in the archives. In the study, the pedestal part minarets are studied, survey drawings of all transitional forms, including the triangular ones are executed and these drawings are grouped and indicated on the charts drawn. On those tables, the minarets are evaluated in four groups depending on the sizes of related mosque and masjids and depending on the specific era of the Ottoman Architecture.
Among the total of 658 minarets in Istanbul that are recorded, 420 minarets which were capable of being studied thanks to sufficient existing photographical data, were studied and the geometrical transitional forms were analysed then the minarets have been classified into related architectural periods. It has been found that 246 of the minarets were triangular, 59 were pyramidal, 15 were conical, 35 were onion-shaped, 52 were with mouldings and 13 were with special features. It has also been established that triangular transitional forms were used in all periods, pyramidal ones were used in all the periods except the Tulip Period, conical and bulbous ones were used in starting from the Baroque Period, moulding-cornice type ones, started in the Empire Period. 38 of the triangular transitional segments were found to have planar triangular geometry whilst 182 have simple triangle rows; both on corners and around the transition segment and 25 have diamond shaped frames around the transition segment.
The survival of minarets in Istanbul until present time, indicates that the maintenance, repair and conservation had been applied efficiently at all times. The minarets of Istanbul are classified in 2 periods, in terms of authenticity and applied intervention, as before and after 1923, to the current date. The interventions that belong to the Ottoman Era, mostly have traces of its time and can easily be distinguished by the experts, enabling them to see what is being done in detail at each period. As the regular earthquakes and fires of Istanbul are well known, buildings have been repaired and/or renovated without delay. On the other hand, during the Republic Era, instead of evaluating the building according to its specific period and then deciding on the conservation approach/extent; the approach of renovating the building to the original; brand new status had been adopted at times, which make later judgements about authenticity a lot more difficult. The differences between the beginning of the Republic Period and the present situation of the triangular transitional pedestals of the minarets were determined, and the problems of authenticity were evaluated.
Bu çalışmayla; İstanbul’da fetihten cumhuriyetin ilanına kadar 1453-1923 yılları arasındaki süreçte yapılan minarelerde kaide ile gövde arasında geçişi sağlayan pabuç bölümünde kullanılan geçiş şekillerinden üçgenli geçişlerin geometrisi incelenmiş; farklı şekilde yenilenen, rekonstrüksiyonu ve restorasyonu yapılanlar tespit edilmiş, üçgenli geçişli pabuçlarda özgünlük sorunu oluşturan değişimler belirlenmiştir. Bu çalışma, daha önce sınırlı sayıda minareyle yapılan incelemelerden farklı olarak mevcut olan ve kaynaklarda fotoğrafları bulunan 1453-1923 tarihleri arasında inşa edilmiş İstanbul’daki tüm minareleri kapsayacak şekilde yapılmıştır. Minarelerin pabuç bölümü incelenmiş, tüm geçiş şekilleri ve üçgenli geçişli olanların geometrilerinin tespiti amaçlı çizimleri gerçekleştirilmiş, gruplara ayrılmış ve tablolar haline getirilmiştir. Bu tablolarda İstanbul Minareleri; cami ve mescit büyüklüklerine göre dört grup olarak ve Osmanlı Mimarisi Dönemleri içerisinde ele alınmıştır. İstanbul Minarelerinin günümüze kadar gelebilmesi; bakım, onarım ve korumanın tüm dönemlerde etkin olduğunu göstermektedir. İstanbul Minarelerinde özgünlük/değişmişlik durumu; ilk yapım tarihinden itibaren 1923 yılına kadar geçirdiği onarımlar ve 1923 yılından günümüze kadar yapılan onarım ve restorasyonlar sonucu oluşanlar olmak üzere iki farklı şekildedir. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde onarımlarda yapılan müdahaleler çoğu zaman devrinin izlerini taşıdığı için kolayca ayırt edilmekte, uzmanlara her dönemi ayrıntılı olarak görme olanağı sağlamaktadır. Cumhuriyet Dönemi’ndeyse her dönemin kendi içerisinde değerlendirilip korunması yönünde uygulamalar yerine, bazen ilk yapım dönemine döndürme eğilimi ağırlık kazanmış, böylece özgün olduğu dahi düşünülebilen yanıltıcı uygulamalar ortaya çıkmıştır. Üçgenli geçişli minare pabuçlarının, Cumhuriyet Dönemi başlangıcıyla bugünkü durumları arasındaki farklılıklar belirlenmiş, özgünlük sorunları değerlendirilmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | RESEARCH |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |