Until 1924, the majority of the population of Mudanya, one of the towns that Ottomans first conquered in Bithynia (1321), was composed of Greeks. The existence of many Greek churches in Mudanya is known both from written sources and from surviving buildings. Two of the ten churches rebuilt are used as cultural centers. The walls of the three churches whose roofs have been destroyed are about to collapse. Only one of the other five churches has extant with a height of about one meter. In the Ottoman period, except for the exceptions, the new church was not built until the 19th century, the churches belonging to the Byzantine and pre19th-century Ottoman periods were repaired to and used with the permission of the sultan. Owing to the reform brought by the Edicts of Tanzimat (1839) and Islahat (1856), the foundations of small-size churches that were demolished were rebuilt on a larger scale. In the Ottoman archives, the documents related to these churches include the reasons for reconstruction, their size, the cost of construction and how this cost will be met, as well as the community population that will use the church, as well as the ground floor plan and front view drawings of some churches. All of the Greek churches in Mudanya have basilica plan, door and window openings with round arches, as well as columns, arches and inner roofs of the naos, have been constructed of wood. The facade arrangement and decorations of the church buildings in Mudanya which have close similarities with the contemporary Greek churches of Bursa and Istanbul, are in eclectic style.
Osmanlı Beyliği’nin Bithynia’da ilk fethettiği (1321) kentlerden biri Mudanya’nın 1924 yılına kadar nüfusunun büyük bir kısmını Rumlar oluşturuyordu. Gerek yazılı kaynaklardan gerekse günümüze ulaşabilen yapılardan Mudanya’da birçok Rum kilisesinin varlığı bilinir. Yeniden inşa edilen on kiliseden ikisi kültür merkezi olarak kullanılmaktadır. Üst örtüleri yok olmuş üç kilisenin de duvarları yıkılmaya yüz tutmuştur. Diğer beş kiliseden sadece birinin yaklaşık 1 metre yükseklikte duvarları günümüze ulaşmıştır. Osmanlı Dönemi’nde 19. yüzyıla kadar istisnalar hariç yeni kilise inşa edilmemiş, Bizans veya 19. Yüzyıl öncesi Osmanlı dönemlerine ait kiliseler padişahın izni ile aslına uygun tamir edilerek kullanılmıştır. Tanzimat (1839) ve Islahat (1856) Fermanları’nın getirdiği yenilikler sayesinde yıkılmaya yüz tutmuş küçük boyutlu kiliseler temelleri üzerlerine daha büyük boyutlarda yeniden yapılmıştır. Osmanlı arşivlerinde bu kiliselerle ilgili belgelerde yeniden inşa sebebi, boyutları, inşaat maliyeti ve bu maliyetin nasıl karşılanacağı, kiliseyi kullanacak cemaat nüfusunun yanısıra bazı kiliselerin zemin kat planı ve cephe görünüş çizimleri bulunmaktadır. Mudanya’daki Rum kiliselerinin tamamı bazilikal planlıdır, kapı ve pencere açıklıkları yuvarlak kemerli, naosun sütunları, kemerleri ve örtüleri ahşaptır. Bursa ve İstanbul’un çağdaş Rum kiliseleri ile yakın benzerlikleri bulunan yapıların cephe düzenlemeleri ve süslemeleri eklektik üslup özellikleri taşımaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Cultural Studies |
Journal Section | REVIEW |
Authors | |
Publication Date | November 6, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |