Keykubadiye Palace in Kayseri, which is one of the important administrative centers of the Anatolian Seljuks, was built during the period of Alaeddin Keykubad I, in the 1220s, probably between 1224-1226 years. The Palace was burned and destroyed by the invasion of the Mongols after the War Kösedağ in 1243. Because of the large destruction, the Palace could not be restored. So It was out of use in the sense of palace and its place was forgotten. In 1953, this Palace was discovered by Zeki Oral and introduced to the world of science. Non-permanent excavations were carried out in various parts of the palace in 1964 and 1980 years. In 2014, the drilling work was conducted around the two existing structures under scientific consultancy of Prof. Dr. Ali Bas and this was changed into permanent excavations under the presidency of Prof. Dr. Ali Bas. The figured tiles of various characteristics were revealed during the drilling and the excavation works between 2015-2017 years. Especially in 2017, a local area in Trench E3 to the east of the Four Arched Building is the most common part of these tiles. One of the tiles we examine is triangular, while the others usually consist of octagonal stars. Technically, underglaze and luster were used. In general, the depictions of human, animal or fantasy creatures were treated. Some of them exhibit unique features, while others are the variations of similar examples in other works of this period. Some of the bird depictions are fantasy creatures, others are characters in nature. In this study, the tiles with bird figures were excluded and the tiles with other animal figures and human depictions were examined.
Anadolu Selçuklularının önemli yönetim merkezlerinden olan Kayseri’deki Keykubadiye Sarayı, I. Alaeddin Keykubad döneminde, 1220’li yıllarda, muhtemelen 1224-1226 yılları aralığında yapılmıştır. Saray, 1243 Kösedağ Savaşı sonrasında Moğolların istilasıyla yakılıp-yıkılmıştır. Tahribat boyutlarının çok büyük olması nedeniyle onarıma gidilmemiş, saray anlayışı içinde kullanım dışı kalmış ve yeri dahi unutulmuştur. 1953 yılına gelindiğinde Zeki Oral tarafından keşfedilerek, bilim dünyasına tanıtılan sarayın çeşitli bölümlerinde 1964 ve 1980 yıllarında daimî olmayan kazılar gerçekleştirilmiştir. 2014 yılında Prof. Dr. Ali Baş’ın bilimsel danışmanlığında mevcut iki yapı çevresinde sondaj çalışması yapılmış, 2015 yılında ise Prof. Dr. Ali Baş başkanlığında yürütülen daimî kazıya dönüşmüştür. Sondaj ve sonrasında 2015-2017 yılı aralığındaki kazı çalışmalarında çeşitli özelliklerde figürlü çiniler açığa çıkarılmıştır. Özellikle 2017 yılında Dört Kemerli Yapının doğusundaki E3 Açmasında lokal bir alan bu grup çinilerin en çok rastlandığı bölümdür. İncelediğimiz çinilerden bir tanesi üçgen formlu iken, diğerlerinin tamamı sekiz köşeli yıldızlardan oluşmaktadır. Teknik olarak ise sıraltı ve lüster kullanılmıştır. Çinilerde genel olarak insan, hayvan veya fantastik yaratık tasvirleri işlenmiştir. Bunlardan bazıları ünik özellikler sergilerken, bazıları da dönemin diğer eserlerindeki benzer örneklerin çeşitlemelerindendir. Figürlerden kuş tasvirlerinin bir bölümü fantastik yaratıklar olup, diğerleri doğada var olan karakterlerdir. Bu çalışmada kuş figürlü olan çiniler kapsam dışı tutularak, diğer hayvan figürleri ile insan tasvirinin yer aldığı çiniler ele alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | RESEARCH |
Authors | |
Publication Date | November 6, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |