Bu çalışmada Bafra Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde bulunan altı ibrik ve yedi güğüm Sanat Tarihi disiplini çerçevesinde ayrıntılı bir şekilde tanıtılarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Eserlerin tarihlemesi konusunda biri haricinde biçim, teknik ve süsleme özelliklerine bakılarak tarihlendirilme yapılmaya çalışılmıştır. Buna göre; 1890-91 tarihli güğüm haricinde kalan eserler, Geç Osmanlı veya Cumhuriyet devrine ait olmalıdır. Eserler biçim yönünden kendi aralarında çeşitlilik göstermektedir. İbrikler bombe dipli, alçak kaideli veya yüksek kaidelidir. Gövdeleri çan, silindir ve daire şeklindedir. Boyunları kalın-kısa veya ince-uzundur. Kapaklı veya kapaksız olan bu eserlerin tamamı yandan tek kulplu ve ince-uzun emziklidir. Güğümlerden biri yüksek kaideli, diğerleri düz diplidir. Gövdeleri armudi, çan ve daire şekillidir. Hepsi yandan tek kulplu, biri kapaksız, diğerleri kapaklıdır. Ana malzeme olarak bakır kullanılan kaplarda kulp menteşe gibi ek yerlerinde pirinç ve demir kullanılmıştır. Eserler dövme ve döküm tekniğinde yapılmıştır. Gövde kısımları dövme tekniğinde şekillendirilirken kulp ve kulp tutamakları genelde dökümdür. Dövme ve dökümle elde edilen parçalar kenet, perçin, dişli perçin ve lehim ile birleştirilmiştir. Eserler kazıma, kabartma ve çökertme teknikleri kullanılarak süslenmiştir. Bitki, geometri ve figür kompozisyonlarıyla süslü eserlerin bezeme yönünden mütevazı oldukları söylenebilir. Eserlerden sadece bir tanesinde sahibinin isminin ve tarihin kaydedildiği kitabe bulunmaktadır. Eserlerin üretildiği şehirlerin tespiti konusunda benzer örneklerine bakılarak saptama yapılmaya çalışılmıştır. Eserlerin yarıya yakını, Giresun, Kayseri, Kastamonu, Erzincan, Afyonkarahisar ve Gerede örnekleriyle büyük bir benzerlik göstermektedir. İncelenen eserlerin malzeme, boyut ve biçim özellikleri ile teknik ve süsleme özellikleri Anadolu’nun hemen her bölgesinde karşılaşılan geleneksel kullanım eşyalarının özellikleriyle uyumludur. Eserler özellikle son dönem Osmanlı eserleriyle benzer gelenek içerisinde yer almaktadırlar.
yok
yok
In this study, six pitchers and seven urns exhibited in the Bafra Archeology and Ethnography Museum were introduced and evaluated in detail within the framework of the Art History discipline. On the subject of dating the works, except for one, they have been dated by looking at their form, technique and ornamental features. According to this, except for the 1890-91 pot, the remaining artifacts must belong to the Late Ottoman or Republican era.
The works vary among themselves in terms of form. The ewers are cambered, low or high pedestal. Their bodies are bell-shaped, cylindrical and circular. Their necks are thick-short or thin-long. All of these works, with or without a lid, have a single handle on the side and a thin-long spout. One of the vessels has a high pedestal and the others have a flat bottom. Their bodies are pear, bell and circle shaped. Instead, all of them have a single handle on the side and all but one is without a cover. Brass and iron were used as auxiliary elements in the vessels using copper as the main material. The works were made in the forging and casting technique. While the body parts are shaped in the forging technique, the handle and handle grips are generally cast. The parts obtained by forging and casting are combined with clamps, rivets, threaded rivets and solder. The works were decorated using scraping, relief and buckling techniques.
It can be said that the works decorated with plant, geometry and figure compositions are modest in terms of decoration. The figural decoration seen on the artifacts - two dragon heads and a bird - has a low density. It has been seen that the figural decoration, which has a traditional and very schematic form style from an iconographic point of view, follows the ongoing line in traditional Turkish art in the context of symbolic references and values (abundance, abundance and healing). It is known that the dragon figure is used as a symbol of abundance, fertility, healing, in various daily use items in Turkish art. We think that the bird figure in the jar may be related to abundance and fertility, as in other water-related items.
Only one of the works has an inscription in which the sponsor and the date are recorded. Except for the inscription mentioned, no master’s name, stamp or similar element was found. It has been tried to determine the cities where the works were produced by looking at similar examples. Nearly half of the works show a great similarity with the examples in Giresun, Kayseri, Kastamonu, Erzincan, Afyonkarahisar and Gerede.
The material of the examined works, its size and shape features, as well as its technical and decorative features, are in harmony with the features of traditional items found in almost every region of Anatolia. The works have especially a similar tradition to the late Ottoman works.
yok
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | RESEARCH |
Authors | |
Project Number | yok |
Publication Date | July 9, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |