Since the mid-19th century, tobacco pipes have been one of the subjects that attracted the attention of researchers. These studies generally focus on the clay structures, clay and coating colors, types and ornamentations of the pipes, however no studies have been carried out directly on the glazed pipes.
Glazed pipes are produced in two styles, Western and Eastern style pipe. It has been applied to the types produced with and without heels of Western style examples. In the Eastern style examples, besides the different types of bowls such as flattened round bowls, cylindrical bowls and tulip bowls, there are also special examples that go beyond the general types, such as in the form of shoes. The use of glaze can be seen both in the two-part mold making pipes and the pipes produced using the potter’s wheel. Glazed pipes are made of grey and kaolin clay or red clay. There is diversity in glaze colors. Light or dark green, opaque white, light or dark yellow, black and brown glazed samples of glazed pipes are found. Its visuality sometimes has been increased with herbal, geometric, figured or written ornaments applied to glazed bowls.
As a result, while samples of Eastern style glazed pipes can be found especially in Ottoman area; one-piece pipes are mostly encountered in Central Europe. In this context, it is determined that the spreading area of three-part glazed pipes are wider than the one-piece ones. Eastern style glazed pipes may have affected Western style pipe or both types may have been influenced by each other.
19. yüzyılın ortalarından itibaren lüleler araştırmacıların ilgisini çeken konulardan biri olmuştur. Bu alandaki yayınların sayısı giderek artmıştır. Mevcut çalışmalarda genellikle lülelerin hamur yapıları, hamur ve astar renkleri, tipleri ve süslemeleri üzerine odaklanılmış; ancak doğrudan sırlı lüleler hakkında herhangi bir yayın yapılmamıştır. Bu makalede olabildiğince mevcut literatürdeki eserlerle birlikte araştırmacı olarak katıldığım kazılarda ele geçen örnekler ışığında “sırlı lüleler” incelenmiştir.
Ustalar, kil ve astar renginde değişiklik yaparak lüle tiplerine kattıkları farklılıkların yanı sıra sınırlı sayıdaki lüleler üzerine sır uygulayarak müşterilerinin ilgisini çekmeye çalışmışlardır.
Sırlı içim aletleri, Batı tarzında ve Doğu tarzında olmak üzere iki grup halinde üretilmiştir. Sır kullanımı belli bir tipteki pipoya/lüleye özgü değildir. Batı tarzındaki pipoların ökçeli ve ökçesiz olarak üretilen tiplerine uygulanmıştır. Doğu tarzındaki örneklerde basık yuvarlak çanaklı, silindirik çanaklı, lale çanaklı gibi farklı lüle tiplerine rastlanmasının yanı sıra ayakkabı formunda olduğu gibi genel tiplerin dışına çıkılan özel örnekler de görülür.
Sır kullanımı hem iki parçalı kalıp yapımı lülelerde, hem de çömlekçi çarkı kullanılarak üretilen örneklerde görülmektedir. Batı tarzı pipolara, genellikle kaolinden yapılan ökçeli çanağı olan eserlerde yer verilmiş; bunlarda tek renk yeşil, en sık uygulanan sır rengi olmakla birlikte sarı, mavi ve turkuaz renkteki sırlar da kullanılmıştır. Doğu tarzı sırlı lüleler, kimi zaman kaolinden yapılmakla birlikte genellikle kahverengi veya kırmızının tonlarındaki renklere sahip kilden üretilmiştir. Bu grubun örneklerinin sır renkleri açık veya koyu yeşil, opak beyaz, açık veya koyu sarı, siyah ve kahverengi olmak üzere çeşitlilik gösterir. Bu grupta da tek renk yeşil sırlı olanlar, diğer sırlı örneklere göre daha yaygındır. Bezemesiz üretilen lülelerin dışında kimi zaman örneklerde bitkisel, geometrik, figürlü veya yazılı süslemeye yer verilmiştir.
Lüle buluntularının yoğun olduğu merkezlerde az sayıda sırlı lüleye rastlanabildiği gibi hiçbir sırlı örnekle kaşılaşılmayabilinir. Ayrıca sırlı seramiğin üretildiği bazı merkezlerde birkaç sırlı lülenin ele geçmesi, bunların numune olarak üretildiğini göstermektedir. Batı tarzı ve Doğu tarzındaki örneklerin sırlı üretiminin sınırlı olmasında çeşitli nedenlerden söz edilebilir. Bunlardan ilki, sırsız lüleler fırına üst üste veya yan yana yerleştirilebilse de sırlı numunelerde durum böyle değildir. Sırlı lüleler fırınlanırken ürünler birbirine yapışacak ve dolayısıyla üretim hatasına neden olacaktır. Bununla birlikte ikinci neden, lülenin iç yüzeyinin sırlanması durumunda ısıya maruz kalan bu kısımdaki sır, çatlayarak zehir açığa çıkacağından kullanıcının sağlığı açısından tehlike oluşturmasıdır. Bu bağlamda, sadece lülenin dışının sırlanmak zorunda kalınması özenli üretimi beraberinde getirmiştir. Üçüncü bir neden ise, Doğu tarzında üretim gerçekleştiren merkezlerden Tophane’de lülelerin yüksek kaliteli kırmızı kilden yapılmasından dolayı sırın kullanımının kaliteli kırmızı hamur yapısını göstermemesinden kaynaklanabilir. Aynı durum arı bir kil türü olan kaolinden yapılan hem Batı, hem de Doğu tarzı örnekler için de geçerli olmalıdır.
Sonuç olarak Osmanlı topraklarında Doğu tarzında “sırlı lüle örneklerine” rastlanırken; Batı tarzı sırlı örneklerle en çok Orta Avrupa’da karşılaşılır. Bu kapsamda, Osmanlı lülelerinin yayılımının tek parça olanlardan daha geniş olduğu tespit edilmiştir. Batı tarzı sırlı örnekler, özellikle 17. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar üretimi tespit edilirken; Doğu tarzı sırlı örneklerin üretiminin 16. yüzyılın sonundan 19. yüzyıla kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Doğu tarzındaki lülelerdeki sır kullanımı, Batı tarzındakilere tesir edebileceği gibi her iki tipin birbirinden etkilenmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | RESEARCH |
Authors | |
Publication Date | July 9, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 31 Issue: 1 |