Vahşi İnsan (Wild Man), sanatın toplum ve inanç sistemleriyle kopmaz bağından ileri gelen bir çeşit arketip ve vahşi sembolik bir figürdür. Geçmişten günümüze çeşitli toplum ve farklı kültürlerde değişen imge ve kostümlerle hem kültür festivallerinde hem de sanat alanında karşımıza çıkmaya devam etmektedir. Bulgaristan’daki Kukeri etkinliklerinde, İsviçre’de Lötschen Vadisi bölge karnavallarındaki “Tschäggättä” figürlerinde, Almanya ve Avusturya’da Alp Dağları’ndan gelen toplum geleneklerinde yer alan “Perchten”, “Krampus” veya “Knecht Ruprecht” olarak bilinen antropomorfik figürlerinde, Türkiye’de Balıkesir bölgesinde gerçekleştirilen “Tülütabak” gösterilerinde Vahşi İnsan imgesinin izini sürmek mümkündür. Burada örnekleri verilen kültür festivallerinde izleyici üstünde bıraktığı korkutucu, yabanıl izleniminin yanı sıra Vahşi İnsan şaman ya da pagan rolünü üstlenir ve sanat platformunda açığa çıkar. Vahşi İnsan’ın ritüelistik sanatsal eylemleri, toplumdaki bireylerin psişik dünyalarının derin yönlerini keşfetmesine yönelik gelişir ve doğa ile bağ kurmalarına yardımcı olur. Şamanizm, doğa ve doğaüstü, “parapsikoloji” alanları arasında köprü inanç sistemi olurken, Vahşi İnsan da şamanist ritüellere katılım gösteren topluluğun gerçekleştirdiği manevi uygulamalarda katılımcının egonun ve bilinç ötesine geçmesinde yardımcı olan bir tür guru veya “tamamlanma” yolunda yol gösterici bir kılavuz olmaktadır: Üst-transandantal aracılık ve katalizör işlevine sahiptir. Aynı zamanda sanatın bir çeşit büyü olarak kabul edildiği süreçlerde, Vahşi İnsan imgesine bürünen şamanik sanatçı da, büyücü ve kültürel temsiliyetlerinin, ritüelistik edimlerinin, kültürel belleklerin bir aktarıcısı olarak benimsenmektedir. Sanatın kutsallığını ve iyileştici-şifacı özelliğini, kolektif bilindışının derinliklerinde ve kültürel bellek haznesinin zenginliği içinde muhafaza etmektedir.
Hayvan postları, kuş tüyleri, boynuzlar, çeşitli çiçek, dal, lifler ve yapraklar gibi organik malzemelerin doğal yapısıyla şekillenen Vahşi İnsan’ın kostümleri, bu mistik figürün doğa ve doğaüstü ile kurduğu geçişken ilişkiyi ifade etmektedir. Bu açıdan kostüm, kişinin giydiği bir kıyafet olmanın ötesine geçerek, etno-kültürel veya sosyo-kültürel kodları yansıtan bir gösterge haline gelmektedir. Yaşadığı toplum ve grup içinde Vahşi İnsan’a saygın toplumsal kimlik ve statü veren kostümler önemli bir role sahiptir. Hem renkleri hem sesleri hem dokusu ile kostümler, çok duyumlu, sinestezik elemanlar olarak psikedelik uyaranlara dönüşme potansiyeline sahiptir. Vahşi İnsan’ın doğa ve doğaüstü ile geçişken ilişkisi, bu psikedelik özelliklere sahip kostümler aracılığıyla kurulur. Sanatsal imge ve psişik enerji bedene, beden kostüme, kostüm Vahşi İnsan’a dönüşür ve doğa-insan biçimi ile iç içe geçerek bir şaman sanatçı rolüne bürünür.Vahşi İnsan, ritüelistik performanslarında uhrevi alana, doğaya ve doğaüstüne yaklaştıkça, dünyevi alana o kadar uzaklaşır ve toplumsal cinsiyet kalıplarından, cinsiyet rollerinden bir o kadar da soyutlanır. Mitsel ve sanatsal bir sembolik anlatım diline sahip olduğundan Vahşi İnsan’ın kostümü, performatif ritüelleri ve koreografileri androjen bir kimliği yani cinsiyetsizliği veya esnek cinsiyetliliği işaret etmektedir. Sanat alanında uzun zamandır kullanılan androjenlik, ilgi çekici görsel imgelere uygun bir özellik olup belirsizleşen sınırları ve çoklu özelliği ile yaratıcı perspektifleri beslemektedir. Bu araştırmada, Vahşi İnsan’ın imgesine bürünen ya da onu çağrıştıran Joseph Beuys, Fern Shaffer, Ana Mendieta, Cassils, Asher Woodworth, Nick Cave, Saya Woolfalk gibi avangard ve çağdaş sanatçıların, Ceschi + Lane, Universal Everything gibi çeşitli sanatçı kolektiflerinin kostüm ve performans çalışmaları, psikedelik niteliği kapsamında muğlaklaşan, androjenleşen ve duyular arası geçişler sağlayan sinestetik özellikler kapsamında incelenmektedir. Kültürel ve sanatsal bağları yeniden canlandıran Vahşi İnsan, yıkıcı, şifacı, çelişkili, mistik ve psişik yönleriyle çağdaş sanatçılara ilham vermeye devam etmektedir.
Hazırladığımız makale, “bilimsel intihal tespit programı” ile tarandığını ve hiçbir şekilde “intihal içermediğini” ve bilimsel araştırma etik ilkelerine göre düzenlendiğini beyan eder, aksinin ortaya çıkması durumunda her türlü yasal sonucu kabullendiğimizi bildiririz.
Sayın Sanat Tarihi Dergisi Editörü; Sanatta Yeterlik (Doktora)öğrencim Burcu Nur Cengiz ile birlikte yazdığımız "WILD MAN AS AN ANDROGYNOUS AND PSYCHEDELIC IMAGE IN CONTEMPORARY PERFORMATIVE ART" adlı makaleyi sisteminize yükledik. İlginiz için teşekkür ederiz. Makale ile ilgili öneri ve görüşlerinizi sabırsızlıkla bekliyoruz, saygılarımızla
Wild Man is a kind of archetype and a wild symbolic figure arising from the unbreakable bond of art with society and belief systems, and continues to appear both in cultural festivals and in the field of art with changing images and costumes in various societies and different cultures from past to present. Assuming the role of shaman or pagan, Wild Man’s costumes and symbolic language are shaped by the natural structure of organic materials, expressing the figure’s transitive relationship with nature and the supernatural. This expression is reflected in Wild Man’s image and performative identity, giving it a psychedelic, androgynous characteristic. The present research examines the costume and performance works of avant-garde and contemporary artists such as Joseph Beuys, Fern Shaffer, Ana Mendieta, Cassils, Asher Woodworth, Nick Cave, Saya Woolfalk, and various artist collectives, which take on the image of Wild Man or evoke it, within the scope of their psychedelic qualities that become ambiguous, androgynous and provide transitions between the senses. Revitalizing cultural and artistic ties, Wild Man with its contradictory and psychic aspect, continues to inspire contemporary artists.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Art History, Art History, Theory and Criticism (Other) |
Journal Section | RESEARCH |
Authors | |
Publication Date | August 22, 2024 |
Submission Date | December 12, 2023 |
Acceptance Date | April 26, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 33 Issue: 1 |