Amaç: Bu çalışmanın amacı preeklampsi tanısı alan kadınların gebelik ve doğum sonrası deneyimlerini belirlemektir.
Yöntem: Araştırma nitel tasarımla yürütülmüştür. Veriler İstanbul’da bir üniversite hastanesinde, doğumu takip eden ilk altı ayda preeklampsi tanısıyla doğum yapan 18 kadınla yarı yapılandırılmış form kullanılarak yüz yüze veya çevrimiçi görüşme yoluyla toplandı. Bulgular içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir.
Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 30,1±4,1 bulundu. Katılımcıların %61,1’i preterm doğum yapmış, %88,8’i hastanede 2-6 gün kalmıştı. Doğumdan sonra geçen süre ortalama 90,3±44,6 gün olup; katılımcılar preeklampsi tanısını ortalama 28,5±3,8 haftada almıştı. Araştırmada nitel görüşmeler sonucunda eş tema belirlendi: “preeklampsi tanısına tepki”, “preeklampsinin doğum sonrası etkileri”, “bilgi toplama”, “sosyal destek” ve “yaşam tarzı değişiklikleri ve gebelik niyeti”.
Sonuç: Preeklampsi tanısı kadınların gebelik ve doğum sonrası dönemdeki deneyimlerini etkilemektedir. Sonuçlar, kadınların bu dönemde multidisipliner yaklaşımla profesyonel yardıma ihtiyaç duyduğunu göstermiştir.
Objective: The aim of this study is to determine the pregnancy and postpartum experiences of women diagnosed with preeclampsia.
Methods: The study was conducted with a qualitative design. Data were collected through face-to-face or online interviews using a semi-structured form with 18 women who gave birth with a diagnosis of preeclampsia in the first six months following delivery at a university hospital in Istanbul. The findings were analyzed using content analysis.
Results: The mean age of the participants was 30.1±4.1 years. 61.1% of the participants had preterm delivery, 88.8% stayed in the hospital for 2-6 days, and the mean duration after delivery was 90.3±44.6 days. Participants were diagnosed with preeclampsia at an average of 28.5±3.8 weeks. Five themes were identified as a result of qualitative interviews: “reaction to the diagnosis of pre-eclampsia”, ‘postpartum effects of pre-eclampsia’, ‘information gathering’, ‘social support’ and ‘lifestyle changes and pregnancy intention’.
Conclusion: The diagnosis of PE affects women’s experiences during pregnancy and the postpartum period. The results indicate that women needed professional assistance with a multidisciplinary approach during this period.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 33 Sayı: 3 |