Bugün AB’de “Avrupalılık” bir kimlik olarak hiçbir dönemde olmadığı kadar önemsenmektedir. Avrupa’nın gelişmiş kapitalist Batısı ile birlikte, eski sosyalist Doğusunu da kucaklayacak daha geniş bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmasına rağmen, AB hem birleştirici ve hem de ayrıştırıcı bir boyutta bütünleşme sürecini devam ettirmektedir. AB bütünleşmesi Avrupa’da üyeleri arasında ulusal-üstü (supra-national) bir birlik oluşturmaya çalışırken, üyelerin birbirlerine karşı farklılıklarını vurgulamak ve bu farklılıkları kabullenmek yerine, AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerine ve dünyanın diğer bölgelerine karşı Avrupa’nın farklılığını ortaya koymaya çalışmaktadır. Adeta “Avrupalılık”ı birleştirici bir figür olarak düşünmekte ve bir “uluslaşma” projesine dönüştürmektedir. Ancak bu durum hem AB içinde bölgesel özerklik taleplerinin ortaya çıkmasını engelleyememekte ve hem de AB’ye karşı ulusçu akımların doğmasına neden olmaktadır. Yani AB projesi, içinde ulusçuluk ile bütünleşmenin iç içe geçtiği bir paradoks yaşamaktadır
AB Bütünleşmesi AB Ulusçuluğu Avrupalılık Avrupalılaşma Avrupalılaştırma
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2011 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2011 Cilt: 2011 Sayı: 24 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi