Kamunun genel
yararı temel hakların sınırlandırılmasının meşruiyrtini sağlar. Her bir bireyin
hakkını toplumun menfaatlerini göz önünde bulundurarak control etmek ve
düzenlemek hakikatte temel hakların kendilerini daha iyi korumayı netice verir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine gore taraf Devletler meşru amaçlardan birini
taşıması, uygun hukuki prosedür ile yapılmış olması, kamuoyu tarafından ulaşılabilir,
anlaşılabilir ve açık olmaları şartı ile temel hak ve hürriyetleri sınırlayıcı
önlemler alabilirler. Ancak bu sınırlamalar demokratik toplumda gerekli olmalı
ve gerçekleştirmek istedikleri meşru amaç ile orantılı olmalıdır. Bu bağlamda
Strasbourg Mahkemesinin önüne bir dava geldiğinde Sözleşmece koruma altına
alınan bir temel hakka müdahale olup olmadığı ve bu müdahalenin kanuni bir
dayanağının olup olmadığı meselesi kolaylıkla çözülebilmektedir. Dolayısıyla
Strasbourg Mahkemesinin temel görevi kanuni dayanağı ve meşru bir amacı olan bu
müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını kakarlaştırmaktır.
Starbourg Hukuk
düzeni paralelinde Türk Anayasası da kamusal yararın ve diğerlerinin haklarının
gerektirdiği durumlarda bireylerin temel haklarının sınırlandırılabileceğini
düzenlemektedir. Bir bireyin hakkının diğerlerininki ile çatıştığı durumlarda
bu çatışmanın Anayasa, hukuk ve yargılama ile uzlaştırılması gerektiğine
inanılır.
Bu makale
Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi ve Türk Hukuk Sistemi düzenlerinde temel
hakların sınırlarının kapsamını incelemektedir. Makale her iki hukuk sistemini
eleştirel bir bakış açısı ile karşılaştırarak analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Subjects | Law in Context |
---|---|
Journal Section | TEZ ÖZETLERİ |
Authors | |
Publication Date | December 21, 2009 |
Published in Issue | Year 2009 Volume: 17 Issue: 2 |