Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanı, yazarın yaşamından önemli izler taşımaktadır. Bu izler özellikle romanın kahramanlarında, mekânlarında, izleksel kurgusunda oldukça belirgindir. Ancak Huzur, otobiyografik romanlarda bulunması gereken özelliklere bütünüyle sahip değildir. Bu özelliklerin başında yazar-anlatıcı özdeşliği gelir. İkinci olarak anlatıcı birinci tekil şahsıyla (ben) konuşmalıdır. Üçüncü olarak da yazar, anlatısını gerçek yaşamına dayandırmalıdır yani kendi öz yaşam öyküsünü anlatmalıdır. Bütün bu özelliklerin Huzur’da olmaması Huzur’u otobiyografik roman kategorisinden ayırmaktadır. Bununla birlikte Huzur, yazarın gerçek yaşamı ile ilgili önemli ayrıntılara da vermektedir. Tanpınar, romanını gerçek yaşamına dayandırmış fakat gerçeğe bağlı kalmadan anlatmıştır. Kurgusal bir hikâyeye kendinden ilham alan karakterler eklemiş ve bu karakterleri yeri geldikçe kendisinin vekili olarak sunmuştur. Tanpınar kendi duygu, düşünce ve yaşantılarını vekili konumunda olan kişiler vasıtasıyla romanda dile getirmiştir. Bu nedenlerden dolayı Huzur, doğrudan otobiyografik bir roman olarak değil, otobiyografik açılımlar sergileyen bir roman şeklinde değerlendirilebilir. Bu çalışmada Tanpınar’ın gerçek yaşamı referans alınarak bu yaşamın Huzur romanındaki yansımaları değerlendirilecek ve bu bağlamda romanın otobiyografik kimliği irdelenecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Regional Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 25, 2022 |
Submission Date | November 27, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 |