Kişisel Etki modeli, birincil paydaş olarak adlandırılan kamu görevlileri, eski bürokratlar, söz sahibi gazeteciler, sivil toplum kuruluşu yöneticileri, aktivistler yani kısacası toplumda söz sahibi kimselerle halkla ilişkiler uygulayıcılarının iyi ilişkiler kurması, kurumun ihtiyacı olduğunda da bu ilişkilerden faydalanılarak halkla ilişkiler faaliyetlerinin başarılı bir şekilde yürütülmesi olarak tanımlanabilmektedir. Bu kapsamda yürütülen kişisel etki uygulamaları ise, misafirperverlik ilişkileri, ağırlama, önemli günlerin kutlanması, hediyeleşme ilişkilerinin yürütülmesi, birincil paydaşlarla ilgili düzenli ve güncel bilgi edinilmesi olarak sınıflandırılabilir. Türkiye’de kişisel etki modeli ile ilgili çalışmalara bakıldığında literatürün oldukça sınırlı olduğu görülmektedir. Halkla ilişkilerde kişisel etki modelinin uygulamalarına yönelik halkla ilişkiler akademisyenlerinin değerlendirmeleri araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu makalede kişisel etki modelinin Türkiye’de uygulanıp uygulanılmadığının belirlenmesi ve uygulanıyorsa nasıl uygulandığının tespit edilmesi amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında yarı yapılandırılmış mülakat soruları katılımcılara e-posta yoluyla iletilmiş ve yanıtlar e-posta yoluyla toplanmıştır. Araştırmada görüşülen akademisyenler, olasılıksız örneklem kapsamında kota örnekleme ve amaçsal örnekleme tekniklerine göre seçilmiştir. Araştırma kapsamında 41 iletişim fakültesinden 21 akademisyenle görüşülmüştür. Akademisyenlerin halkla ilişkiler bölümlerinde çalışmasına dikkat edilmiştir. Sonuç olarak akademisyenlerin görüşleri değerlendirildiğinde, kişisel etki uygulamalarının Türk kültürü ve dinamikleri ile uyumlu olduğu ifade edilebilir. Türk kültüründeki misafirperverlik ilişkileri, imkanlar dâhilinde en iyi koşullarda ağırlamak, mutlu ve memnun ayrılmalarını sağlamak, kişisel ilişki modelindeki misafirperverlik ilişkileri ile örtüşmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | April 29, 2021 |
Submission Date | October 28, 2020 |
Published in Issue | Year 2021 |