Balkanların ve Kosova’nın temel sorunu sınırların milliyetler ilkesine göre çizilmemişolmasıdır. Bu nedenden dolayıKosova bir asırdır Avrupa’nın en sorunlu bölgelerinden birisi olmuştur. Arnavutlar etnik, dilsel ve dinsel farklılıklarınedeniyle, Sırplar ile doku uyuşmazlığıyaşamaktadır. Bu doku uyuşmazlığıpek çok sorunu çözümsüzleştirmektedir. Kosova’nın ele geçirilmesi mücadelesi Arnavut-Sırp mücadelesinin eksenini oluşturmakta, hakimiyet ve toprak konusu birçok sorunlarıbünyesinde barındırmaktadır. Arnavutların ve Sırpların Kosova üzerindeki savlarıesas olarak hem “ortak” hususlara hem de “kendilerini güçlü hissettikleri” alanlara ilişkindir. Ortak noktalara ilişkin dayanaklarıtemelde; “tarihî hak”, “vatan” ve “işgal” üzerine kuruludur. Tarihî hak konusunda sorun, bölgeye ilk gelme üzerinde yoğunlaşmaktadır. Arnavutlar ataları İlirlerden dolayıbölgeye Sırplardan daha önce geldiklerini, Sırplar ise tersi bir savla bölgenin kendilerinin olduğunu belirtirler. Tarihî hak kavramıülke kazanımıaçısından uluslararasıilişkiler ve uluslararasıhukukta muteber değildir. Her iki taraf tezat bir şekilde Kosova’yıvatan olarak görmektedirler. Kosova’da kesintisiz yaşamışve halen çoğunluk olarak yaşıyor olmaları; bölgeye ilk gelen olmaları; Prizren Birliği gibi Arnavut uluslaşmasında katkısıbüyük olan önemli tarihî değerlerin burada oluşması; Kosova Cumhuriyeti’ni kurmuşolmalarıgibi etkenler Arnavutlarda bu duyguyu güçlendirmiştir. Kosova Sırplar için de vatandır. Slobodan Miloseviç’in 1989’da öz bir şekilde ifade ettiği gibi, “Kosova, Sırp milletinin sonsuza dek kalbinde sıcaklığınıhissedeceği aşkıdır.” Arnavutlara göre Sırplar 1912’de Kosova’yıaskeri olarak işgal ederken; Sırplar ise yerleşme politikası, yüksek doğum oranı, Sırpların göç ettirilmesi gibi yollarla Kosova’nın “Arnavutlaştırılarak” işgal edildiğini belirtmektedirler. Tarafların günümüzde güç noktalarıda mevcuttur. Nüfus, Arnavutların en bariz üstünlüğü olup demografik hakimiyet tüm savlarının temeli niteliğindedir. Sırpların güç noktaları, başta ülkesel bütünlük olmak üzere, devlet egemenliği, sınırların değişmezliği, içişlerine karışmama gibi birtakım uluslararasıhukuk ilkeleri ile 1244 sayılıBirleşmişMilletler BM Güvenlik Konseyi kararıgibi uluslararasıhukuk belgeleridir. Kosova 17 Şubat 2008’de bağımsız olmuştur. Ancak bağımsızlığın şiddetle karşısında olanların varlığı/engellemeleri nedeniyle Kosova sorunu hâlâ sürmektedir. Çalışmada Arnavutların ve Sırpların gözünde Kosova’nın ne derece önemli bir toprak parçasıolduğu ortaya konmaya çalışılmış, tarafların savlarıbelirlenerek sorunun teşhisine yönelik bir ışık tutulmuştur.
Kosova Kosova Sorunu Arnavut Arnavutluk Sırp Sırbistan Balkanlar
The Balkans has been one of the regions with the highest risk of conflict since the last century and in the post-Cold War era. The inevitable coexistence of quantitatively small, various, and heterogeneous peoples in this geography establishes the basis for conflicts. It can be assumed that the conflicts between peoples are the result of boundaries neglecting the nationality principle, and in turn such conflicts contributed to division of the Balkans into small states. For this reason, fragmentation and the emergence of small states in a region is called “Balkanization” in international relations. Kosovo is a typical example of Balkanization. The root of the problem is that the principle of nationality was not taken into account when the borders of Kosovo were drawn. In other words, the borders are drawn in accordance with considerations of power politics rather than idealpolitics. For this reason, Kosovo has been one of the most problematic regions in the world for almost a century since the Serbian occupation of Kosovo in 1912, but especially since the Kosovo’s independence process started after the Cold War. What makes Kosovo a problem is its current ethnic make-up and legal status. When the process of disintegration of began in the 1980s, it proved very difficult to convince Kosovar Albanians to maintain Kosovo’s status as a province of Serbia. Since then ethnic, linguistic and religious differences between Kosovar Albanians and the Serbs have complicated the Kosovo issue. The problems of whether Kosovo has a right to self-determination including the problem of whether the constitution of former Yugoslavia provided Kosovo with the right to independence , or whether it is a part of Serbia or former Yugoslavia represent and represented the legal dimensions of the issue. Even though the main aspect of AlbanianSerbian conflict converges upon the struggle for the possession of Kosovo, sovereignty of Kosovo and other territorial issues contains several other problems within. In sum, Kosovo issue is further complicated by several factors: a Kosovo’s borders were demarcated several times during the Ottoman rule, finally fixed in 1945. b It has a mixed population of two millions, overwhelming majority are Albanians but consisting of Serbs, Turks, Bosnians, Ashkalies and Goranies. c It is located astride a major transit root in the Balkans. d As in the example of Turkish minority, ethnic minorities in Kosovo experience difficulties in effectively exercising their constitutional rights. The Albanian and Serbian claims to Kosovo territory are based mainly on the concept of historical rights, which emphasizes the argument of first arrival to the region. This issue of first arrival is more complicated than it looks at first, and it is almost impossible to resolve, because the parties reject the counter arguments. But the historical analysis can help resolving these conflicting claims. Concerning the question of “who arrived at Kosovo first?” Albanians claim that Illyrians who are the ancestors of Albanians came to the region before the Serbians, meanwhile the Serbians claim that they belong to the region. Serbians are the first to arrive at the Balkans among the Slavic people in 5th and 6th centuries, but it took until 12th century for them to spread into Kosovo region. The historical right argument is not valid in international law. However, if a community who claims certain right over a territory and continues its settlement in that region, the members of that community can put this argument forward to establish traditional rights, which are implicitly accepted by the international community. It can be argued that this might be the situation for the Kosovars. The both parties view Kosovo as their fatherland. They accuse each other of coming to the region afterwards and occupying
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2010 |
Published in Issue | Year 2010 Issue: 23 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License