1700’lü yıllardan günümüze kadar geçerli olan Newtoncu paradigma ile dünya tıpkı bir saat gibi işleyen bir makine gibi açıklanmaktadır. Bu paradigma ile dünya belirli kurallara göre işleyen doğrusal, öngörülebilir ve tanımlanabilir neden-sonuç ilişkilerine dayalı olarak açıklamaktadır. Bu paradigma sosyal bilimlerde ve organizasyon yapılarının oluşturulmasında da temel teşkil etmiştir. Newtoncu paradigmaya göre tasarlanmış organizasyonlarda yaşıyoruz ve çalışıyoruz. Ancak bu paradigma, günümüzün karmaşık, uyum sağlayıcı ve evrimleşen organizasyon dinamiklerini açıklamada yetersiz kalmaktadır. Son 30 yılda, dünya ekonomisi “makine” tabanlı Newtoncu-Kartezyen düşünce yapısından “bilgi” çevresel faktörlere dayalı tabanlı bir düşünce yapısına dönüşmüştür. Bu dönüşüm insanlık açısından büyük bir önem taşımaktadır. Karmaşıklık teorisi, sistemin parçaları arasındaki etkileşim sonuçlarına bağlı olarak karmaşık sistemlerdeki ilişkilerin doğrusal olmayan ve tahmin edilemeyen bir nitelik taşıdığını ifade etmektedir. Günümüz yöneticileri, sürekli değişen çevre ve belirsizlikle mücadelede güçlükler yaşamaktadır. Örgüt teorisi, yöneticilere bu sorunların üstesinden gelebilmeleri için bir bakış açısı kazandırması açısından büyük bir önem taşımaktadır. Örgütsel teorinin evrimini inceleyerek yöneticiler, organizasyonlarının karşı karşıya olduğu sorunlara daha iyi çözümler bulabilecektir. Karmaşıklık teorisi, yönetim ve organizasyon literatürüne 1980’li yılların sonlarından itibaren girmeye başlamıştır. Karmaşıklık teorisi, örgüt teorisyenleri için ilgi çekici birçok konu içermektedir. Karmaşıklık teorisi, örgüt teorisyenlerini cezbeden yeni bir bakış açısı, analitik yöntemler ve kavramsal bir çerçeve sunmaktadır. Bu teori, basit doğrusal ilişkilerin oldukça karmaşık ve önceden öngörülemez davranışlara neden olabileceğini ve bu nedenle şaşırtıcı düzen ve örnekler sunmaktadır. Aynı zamanda organizasyonların çevrelerine nasıl uyum sağlayacağına, örgütsel uyum ve popülasyon ekolojisi hakkında farklı iki görüşün sentezini sunmaktadır. Yayınlanan literatür sayısı artmakla birlikte bu alandaki temel eksiklik geleneksel örgüt teorisi basit teori ile yeni doğan, paradoksal ve karmaşık yapıları karmaşıklık teorisi arasında köprü kurmaya yardımcı olacak teorik çalışmaların yetersizliğidir. Bu bağlantının kurulması, organizasyonların nasıl işlev gördüğüne ilişkin bir bakış açısı kazanılması ve nasıl başarılı olacağının anlaşılması açısından önem taşımaktadır. Bu makalede söz konusu bağlantının kurulması ve karmaşıklık paradigmasına geçişin organizasyonlar açısından öneminin ortaya konması amaçlanmaktadır.
Newtonian paradigm, prevalent from 1700th to present, explains the world is a well-behaved machine like a clock. According to this paradigm, the world depends upon certain rules, fundamentally predictable and identifiable cause-effect relationship. This paradigm has also served as the basis for the creation of social sciences and organizational structure. It can be, therefore, claimed that we live and work in organizations designed accordingly the Newtonian paradigm. However, this paradigm is inadequate in explaining the dynamics of today’s complex, adaptive and evolving organizations. In the last 30 years, the world economy, "machine" based Newtonian-Cartesian mindset has become "knowledge" based on environmental factors. This change is quite significant in terms of humanity. Complexity theory suggests that relationship in complex systems show nonlinear and unpredictable characteristics due to results of the interaction between the components of the system. Managers struggle with complexity and uncertainty surrounding the constantly changing environment. Today managers can easily overcome the problems that hinder the achievement of the organizational goals by investigating the evolution of organizational theory. Complexity theory has been examined in management and organization literature since the late 1980s. Complexity theory contains several important issues which are of interest to organizational theorist. Complexity theory suggests a new insights, analytical methods, and conceptual frameworks that have attracted many organizational theorists in recent years. It offers that simple deterministic relationships can cause highly complex and frequently unpredictable behavior, and thus this complexity can still exhibit surprising order and patterns. It introduces a synthesis of two different perspectives on how organizations adapt to their environments, organizational adaptation and population ecology. Although the number of papers on this context has boosted so far, one of the main deficiency in literature is the lack of a theoretical framework that would serve as a bridge between traditional notion of theory building simple theory and paradoxical, and complex approaches complex theory . Formatting this connection is crucial to obtain perspective that allows us to understand how organizations function, and how can succeed. The main objective of this paper is to set up mentioned link and to emphasize the importance of the paradigm of complexity for organizations
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2016 |
Published in Issue | Year 2016 Issue: 35 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License