Paranın kirası olarak tanımlanan faiz, önemli tartışmaları beraberinde getirmektedir. Keynesyen yaklaşıma göre faiz oranı para arzı ve para talebi tarafından belirlenir. Para arzı sabitken para talebinin artması faiz oranını yükseltmektedir. Aynı zamanda para talebi sabitken para arzının azalması da faiz oranlarının yükselmesine neden olmaktadır. Artan faiz oranları ise makroekonomik değişkenler üzerinde doğrudan ve dolaylı etkilere sahiptir. Makroekonomik göstergelerde meydana gelen değişimler toplumsal dengeleri de belirlemektedir. Dolayısıyla faiz oranlarında meydana gelen artışlar veya azalışlar, iktisadi olduğu kadar sosyal göstergeler üzerinde de önemli sonuçlar ortaya koymaktadır. Nitekim faizlerin yükselmesi uzun vadede üretimin azalmasına ve işsizliğin artmasına yol açar. İşsizlik ise gelir dağılımının bozulmasına neden olur. Diğer taraftan yüksek faizler bütçe dengesini bozmaktadır. Bütçe açıklarının monetizasyonu enflasyonun temel nedenidir. Yüksek enflasyon ve faiz oranları tüm ekonomiler açısından sorun teşkil etmektedir. Yüksek enflasyon risk ve belirsizlikleri artırarak kaynak dağılımını bozmakta, büyüme performansına zarar vermektedir. Bu nedenle merkez bankaları için temel amaç; fiyat istikrarını sağlamaktır. Diğer taraftan yüksek faiz oranları da benzer şekilde kaynak dağılımına zarar vermekte yatırımları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışmada faiz oranları ile enflasyon arasındaki ilişki Türkiye ekonomisi için 1980-2018 dönemine ait verilerden hareketle zaman serileri analizi kullanılarak araştırılmıştır. Elde edilen bulgulara göre faiz ve enflasyon değişkenleri uzun dönemde birlikte hareket etmektedir. Etki-tepki fonksiyonları ise enflasyondaki artışın faiz oranlarını artırdığını, faizlerdeki artışın ise enflasyonu düşürdüğünü göstermiştir. Dolayısıyla ekonomik istikrar için maliye ve para politikaları koordineli bir şekilde uygulanmalıdır.
Interest, which is defined as the rent of money, brings important discussions. According to the Keynesian approach, the interest rate is determined by money supply and money demand. While the money supply is constant, the increase in the demand for money raises the interest rate. At the same time, the decrease in the money supply while the demand for money is constant causes the interest rate to rise. Increasing interest rates have direct and indirect effects on macroeconomic variables. Changes in macroeconomic indicators also determine social balances. Therefore, increases or decreases in interest rates have significant results on social as well as economic indicators. As a matter of fact, the increase in interest rates leads to a decrease in production and an increase in unemployment in the long term. Unemployment causes the income distribution to deteriorate. On the other hand, high interest rates disrupt the budget balance. Monetization of budget deficits is the major cause of inflation. High inflation and interest rates are a problem for all economies. High inflation disrupts the distribution of resources by increasing risks and uncertainties and damages growth performance. Therefore, the main objective for central banks; to ensure the price stability. On the other hand, high interest rates also damage resource allocation and affect investments negatively. In this study, the relationship between inflation and interest rates were investigated for the period of 1980-2018 using time series analysis for Turkish economy. According to the cointegration test, interest and inflation variables act together in the long term. Impulse-response functions showed that the rise in inflation increased interest rates while the increase in interest rates decreased inflation. Therefore, monetary and fiscal policies should be implemented in coordination for economic stability
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 1, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Issue: 42.1 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License