Çağdaş hastanelerdeki mekan oluşumları sağlık hizmeti veren ve bu hizmeti alan insanların davranışlarını etkilemektedir. Bu çalışmada hastane konseptinin güncel durumu incelenmiş ve neticede bu yapıların sadece sağlık prosedürlerinin gerçeleştirildiği yerler olmadıkları anlaşılmıştır. Dünya genelinde hastanelerde yatan hasta sayısında azalma eğilimi olduğu, bu eğilimin kısmen ilaç sektöründe gerçekleşen ilerlemelere dayandığı ifade edilmektedir. Günümüzde bu yapıların sağlıklı olmayı destekleyecek biçimde kurgulandıkları ortaya konmaktadır. Ülkemizde hizmet veren sağlık kurumları yatak sayıları bakımından değerlendirilmiş ve sağlık konsepti ile ilgili yeni yönelimler tartışılmıştır. Hasta insan, hastalık ve iyi olma hallerinin tanımları yapılmış ve insanların hasta olma halini kabul edişlerinin safhaları vurgulanmıştır. İnsan davranışlarının gerçekleşme aşamaları olan: algılama, biliş yapma ve davranışın gerçekleşmesi aşamaları incelenmiştir. Davranışın başlaması sonrasında ise insanın mekanla iletişimi başlamaktadır. Hastane yapılarındaki insan davranışları aşağıdaki anahtar kavramlar çerçevesinde incelenmiştir: canlıların ihtiyaçları doğrultusunda eyleme geçmelerini inceleyen yönelme davranışı; bireylerin birbirlerine en uygun mesafede yaklaşma koşulu olan mahremiyet; kişinin kendisine ait hissettiği mekanlarda uyguladığı kişiselleştirme; bireylerin kendileriyle diğerleri arasında düzgün olmayan bir alan yaratma durumu olan kişisel alan; bir kişi veya grup tarafından korunan sınırlı bir alan olan egemenlik alanı; bir tarafın diğer taraf hakkında kendi menfaatleri bakımından olumlu sonuçlar yaratacağı inancı olan güven hissi ve son olarak insanların günlük hayat içindeki faaliyetlerine hazırlık yaptıkları kulis davranışı. Hastane yapılarının içinde doktor ve hasta arasındaki iletişimin, söz konusu kişinin hasta olması sebebiyle asimetrik bir niteliği bulunmaktadır. Bu durumdan hareketle, hastane yapılarında bu ilişkinin kurulduğu mekanlardan olan hasta muayene odaları alanı, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Cerrahi Anabilim Dalı özelinde incelenmiştir. Doğru tasarlanmış bir mekansal kurgunun, hastaların doktora ve sağlık kurumuna karşı hissedeceği güven duygusuna olumlu etkileri olacağı değerlendirilmektedir. Makalede, muayene alanlarında geçirilen süre sonucunda meydana çıkacak duyguların bu bireylerin davranışlarına olan yansımaları tartışılmaktadır. Hastane mekanlarının hastaların ve sağlık çalışanlarının duygusal ve fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde dönüşmek durumunda oldukları gözlenmektedir. İnsan ve mekan arasındaki ilişkinin asimetrik boyutunun hastalar ve sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılamak konusunda yeniden düzenlenmesi beklenmektedir.
Spatial formations in contemporary hospitals affect the behaviors of people who provide and receive healthcare. In this study, the current state of the hospital concept was examined and it was understood that these structures were not places merely where health procedures were performed. It is stated that there is a decreasing trend in the number of inpatients in hospitals around the world and this trend is partly based on the advances achieved in the pharmaceutical sector. Today, it is revealed that these structures are designed to support health. Health institutions serving in our country were evaluated in terms of their bed numbers and new trends in health concept were discussed. The descriptions of the sick person, the disease and their well-being were made and the stages of people's acceptance of their illness were emphasized. The stages of realization of human behavior: perception, cognition and the realization of behavior have been examined. After the initiation of the behavior, the communication of the human with the place begins. Human behavior in hospital buildings has been examined within the framework of the following key concepts: orientation behavior, which examines the actions of living things in line with their needs; privacy, which is the condition for individuals to approach each other at an optimum distance; personalization of the spaces that one feels to belong to; personal space, where individuals create an uneven space between themselves and others; area of dominance, a limited area protected by a person or a group; the feeling of trust, which is the belief that one side will create positive results for the other party for their own interests, and finally the backstage behavior in which people prepare for their daily activities. The communication between the doctor and the patient within the hospital structures has an asymmetrical character as the person in question is sick. Based on this situation, the patient examination rooms, which are one of the places where such relationship is established in hospital buildings, has been the focus of this study; namely the Department of Plastic, Reconstructive and Esthetic Surgery of Hacettepe University Hospital. It is considered that a properly designed spatial setup will have positive effects on the sense of trust that patients will feel towards the doctor and the health institution. The article discusses the reflections of the emotions that will occur as a result of the time spent in the examination areas on the behaviors of these individuals. It is observed that hospital spaces have to be transformed to meet the emotional and physiological needs of patients and healthcare professionals. It is expected that the asymmetrical dimension of the relationship between people and space will be rearranged to meet the needs of patients and healthcare professionals
Contemporary hospitals spatial behaviour examination rooms human-space interaction sick person
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | August 1, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Issue: 44 |
This work is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License