Artificial intelligence changes every aspect of our lives and affects our work and living spaces. However, artificial intelligence also brings real challenges for both governments and citizens, directly affecting fundamental human rights such as privacy, private life and protection of personal data, freedom of expression, the right to life, the right to a fair trial. This situation has revealed the need to make legal regulations at international and national levels in terms of protecting human rights in the areas where artificial intelligence systems are applied. AI applications also take their place in judiciary and justice services. It is possible for artificial intelligence applications to make positive contributions to reaching a high level in ensuring equality and justice, and thus ensuring respect for human rights, by using them in judicial proceedings and court management. However, there are also difficulties, problems and negative aspects. The use of AI applications in the judiciary may lead to negative situations that directly concern many fundamental human rights such as privacy, protection of personal data, transparency, freedom of expression, prohibition of discrimination, and compliance with fair trial guarantees.
In this study, evaluations within the framework of ethical principles and international legal regulations in terms of the use of artificial intelligence in the judiciary are discussed. A “human rights-oriented” approach must be adopted in the design, production and use of artificial intelligence applications. By adopting a human rights-oriented approach, it may be possible to protect human rights and respect privacy and confidentiality of personal data in areas where artificial intelligence applications are valid.
This article is not subject to Ethics Committee permission.
Yapay zekâ (YZ) hayatımızın her yönünü dönüştürmekte, iş ve yaşam alanlarımızı etkilemektedir. YZ bireyler için gerçek zorlukları da beraberinde getirmekte, mahremiyet, özel hayat ve kişisel verilerin korunması, ifade hürriyeti, yaşam hakkı, adil yargılanma hakkı gibi temel insan haklarının doğrudan etkilenmesine yol açmaktadır. Bu durum YZ sistemlerinin uygulandığı alanlarla ilgili olarak insan haklarının korunması bakımından uluslararası ve ulusal düzeyde hukuki düzenlemeler yapılması ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. YZ uygulamaları yargı ve adalet hizmetlerinde de yerini almaktadır. Yapay zekâ uygulamalarının, yargısal işlemlerde ve mahkeme yönetiminde kullanılmasıyla eşitlik ve adaletin sağlanmasında yüksek bir seviyeye erişilmesine ve bu suretle insan haklarına saygının teminine olumlu katkılarının olması mümkündür. Bununla birlikte zorluklar, problemler ve olumsuz yönler de bulunmaktadır. Yargıda YZ uygulamalarının kullanılması mahremiyet, kişisel verilerin korunması, şeffaflık, ifade hürriyeti, ayrımcılık yasağı, adil yargılanma güvencelerine riayet gibi birçok temel insan haklarını doğrudan ilgilendiren olumsuz durumlara yol açabilmektedir. Bu çalışmada, yapay zekânın yargıda kullanılması bakımından etik ilkeler ve uluslararası hukuki düzenlemeler çerçevesinde değerlendirmeler ele alınmaktadır. YZ uygulamalarının tasarımı, üretilmesi ve kullanımında “insan hakları odaklı” anlayışın benimsenmesi gerekmektedir. İnsan hakları odaklı yaklaşımın benimsenmesiyle YZ uygulamalarının geçerli olduğu alanlarda insan haklarını korumanın, mahremiyet ve kişisel verilerin gizliliğine saygının sağlanması mümkün olabilir.
Bu makale Etik Kurul iznine tabi değildir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context (Other) |
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | July 12, 2024 |
Submission Date | May 13, 2024 |
Acceptance Date | July 2, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: 59 |