Kavram mantığı üzerine bina edilen klasik mantık bilimi, daha çok ad kavramlar ve bu kavramlardan bileşen önermeler üzerinden yürütülmüştür. Bu, İslâm mantık tarihinde öncekilerin (mütekaddimûn) mantık geleneğinde böyle olmakla birlikte sonrakilerin (müteahhirûn) mantık geleneğinde çok daha belirgindir. Mantık biliminin, bu eğilimle yürütüldüğü ve yüzyılları içeren tarihinde fiil kavramlar, hem kavram hem de yargı bağlamlarıyla kimi belirsizlikleri beraberinde sürükleye gelmiştir. Her ne kadar mantık bilimi, kurulduğu andan itibaren psiko-sosyal temelli dillerin belirleyiciliğinden mümkün oldukça kendisini yalıtıp bilimlere evrensel dil sunma iddiasında bulunmuş ve bu doğrultuda onun evrensel kurallarını oluşturmaya çalışmış olsa da psiko-sosyal temelli dil yapılarının, mantık biliminin işini zaman zaman zorlaştırdığı göze çarpmaktadır. Farklı dillerde farklı yapılarda ifade edilen belirsiz adlar, belirli fiil ve belirsiz fiiller mantıkçıların işini epey güçleştirmiştir. Onlar bize göre dillerden kaynaklı bu güçlüğün üstesinden gelmek için fiiller yerine en az tartışma barındıran belirli adlar üzerinden mantık bilimini işleme yolunu tercih etmişlerdir. Fakat öyle olsa bile bu, kanaatimizce problemi çözüme kavuşturmak yerine ötelemiş, özellikle fillerin kavram ve yargı mantığı bakımından neliği sorunu büyük oranda cevapsız kalmıştır. Çalışmamız, mantık biliminin, dillerin psiko-sosyal temelli yapılarına sırtını dönmekten kaynaklı problemlerinden biri olarak belirsiz ad ve filleri soruşturmaya açmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Ekim 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 33 |