Güneş gözlüğüm, men� dil, ıslak mendil, tampon, çorap, deodorant, toka, krem, ağrı kesici, boğaz pastili, yedek pil, ayna, kalem kutum (gerçi lep� topumu götürüyorum, kalem kutusuna ihtiyacım olur mu ki? Neyse koyayım yine de, ne olur ne olmaz)… sonra, sonra… hah evet… yürüyüş ayak� kabılarım, sandaletlerim (uçakta hangisini giysem acaba)… saatim, saatim nerede, ama buraya koy� dum diye hatırlıyorum. Ya kaybettiysem. Ay çok üzü� lürüm ama. Yok yok ne� rede kaybedeceğim. Bulu� rum şimdi. Şimdi ötekilere bakayım. Aynayı koyduk, peki cımbız nerede. Cım� bız, cımbız, cımbız. Evet işte burada (üç kere seslensem saati de bulabilir miyim acaba) Saat… saat… saat… Ah işe yaradı işte. İşte bura�
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 |