Tefsir tarihinin en özgün ve seçkin simalarından olan İmam Mâtürîdî’yi (ö. 333/944), kaleme aldığı Te’vîlâtu’l-Kur’ân eseriyle tefsir edebiyatını belirleyen bir müfessir olarak tanımlamak gerekir. Kur’an tefsiri açısından belirlediği yöntem ve anlayışla, hem kendi dönemindeki müfessirlerden ayrılmakta hem de kendisinden sonra gelen müfessirlerin referans aldığı bir konumda yer almaktadır. Zira Mâtürîdî’nin özellikle “tevîl” meselesindeki anlayışının sonraki tefsir edebiyatını belirlediği düşünülürse Mâtürîdî’nin kendisinden sonraki müfessirlerin tefsir sahasına olan bakışını da bir yönüyle belirlediği anlaşılmaktadır. Ayrıca Mâtürîdî, Hanefî mezhebine mensup bir müellif olarak oluşturduğu kelamî anlayışıyla birlikte, kendi mezhebi bağlamında günümüze ulaşan ilk tam tefsir eserinin sahibidir. Bu noktada Mâtürîdiyye kelam ekolünün kurucu şahsı olan Mâtürîdî’nin, Hanefî kimliğinden kopmadan kendine özgü bir tefsir geleneğinin de kurucusu olduğu varsayımından hareket edebiliriz. Görebildiğimiz kadarıyla bu varsayımı destekleyecek somut bir örnek olarak Mâtürîdîlik mezhebinin en önemli temsilcisi olan ve aynı zamanda bir tefsir eseri kaleme alan Ömer en-Nesefî’yi (ö. 537/1142) merkeze alabiliriz. Mâtürîdî’nin kelamî düşüncesini geliştiren ve sonraki nesillere taşınmasında kilit bir rol oynayan Nesefî’nin, telif ettiği et-Teysîr fi’t-Tefsîr eserinde Mâtürîdî’nin tefsir perspektifini benimsediği ve Mâtürîdî’nin tefsir-tevîl ayrımında çizdiği teorik çerçeveyi geliştirdiği görülmektedir. Biz de bu çalışmamızda Nesefî’nin sözünü ettiğimiz eserinde “tevîl” meselesine yaklaşımını incelemek suretiyle onun Mâtürîdî’yi hangi açılardan ne kadar referans aldığı, onu tefsirde ne ölçüde otorite kabul ettiği, Mâtürîdî’nin bir tefsir geleneği oluşturma başarısının Nesefî’deki izlerinin neler olduğunun tespitine yer vereceğiz.
It is necessary to define Imam al-Māturīdī (d. 333/944), one of the most original and distinguished figures in the history of tafsir, as a commentator who determined the literature of tafsir with his work Tā’wilāt al-Qur’ān. With the method and understanding he determined in terms of Qur'anic commentary, he not only differs from the commentators of his time, but also takes a position that the commentators who came after him took a reference. Because, considering that Māturīdī’s understanding of the “ta’wīl” issue in particular determined the later tafsir literature, it is understood that Māturīdī also determined the view of the commentators after him to the field of tafsir. In addition, Māturīdī is the owner of the first complete tafsir work that has survived in the context of his own sect, together with his theological understanding that he created as an author belonging to the Hanafī sect. At this point, we can act on the assumption that Māturīdī, who is the founding person of the Maturīdīyyah theological school, is also the founder of a unique tafsir tradition without breaking away from his Hanafī identity. As far as we can see, as a concrete example to support this assumption, we can center the most important representative of the Maturīdīyyah sect, Omar an-Nasafī (d. 537/1142), who also wrote a work of tafsir. It is seen that Nasafī, who developed Māturīdī’s theological thought and played a key role in its transfer to the next generations, adopted Māturīdī's perspective of tafsir in his work at-Taysīr fī at-Tafsīr and developed the theoretical framework drawn by Māturīdī in the distinction between tafsir-ta’wīl. In this study, we examine Nasafī's approach to the issue of “ta’wīl” in the work we mentioned, how much he references Mâturîdî, to what extent he accepts him as an authority in tafsir and we include the determination what traces of Mâturîdî's success in establishing a tradition of tafsir are in Nasafī.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | ARAŞTIRMA MAKALESİ |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2022 |
Submission Date | February 12, 2022 |
Acceptance Date | April 3, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |