Kur’ân-ı Kerîm, Allah’ın Peygamber (s.a.s) aracılığıyla bizlere gönderdiği ilahi bir kitaptır. İnananlara hidayet rehberi olarak gönderilen ve Allah tarafından kopmaz bir bağ şeklinde vasfedilen bu Yüce Kitab’ın ana gayesi, muhataplarını en doğruya, en iyiye sevk ederek onların maddî ve manevî yönden değerini yükseltmektir. Bu çerçevede Kur’ân’da başta iman, ibadet ve ahlak konuları olmak üzere ona inananların dünyevî ve uhrevî hayatına olumlu yönde etki edecek birtakım esaslar yer almaktadır. Dolayısıyla bu ilâhî kitaba muhatap olmak, büyük bir lütuf olduğu gibi aynı zamanda bizim için bir imtihan vesilesidir. Zira Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e kadar gelip geçmiş peygamberlerden bazısına gerek sahife ve gerekse kitap olarak verilen ilâhî mesajlar, kapsam itibariyle hem sınırlı bir muhteviyata sahip olmasının yanı sıra, hem de zaman içinde tahrife maruz kalmaktan kendilerini kurtaramamışlardır. Buna mukabil Kur’ân-ı Kerîm ise muhteva itibariyle zengin bir içeriğe sahip olmasının yanında lafız ve mâna açısından ilâhî koruma ayrıcalığı kendisine verilmiş son mükemmel ilâhî kitap vasfına haizdir. Müslümanların bu anlamda Allah’ın kelamını dikkate alma ve buna uygun davranma sorumlulukları vardır. Çağlar üstü ilâhî mesajları kendisinde barından Kur’ân, lafız ve mâna itibariyle hem mu’ciz hem de mûciz bir üslûba sahiptir. İman sahibi herkes, Allah’ın kelamı olan Kur’ân’ın, anlam ve lafız olarak fazla yahut eksik bırakılmamış olduğuna iman eder. Her bir sûre, her bir âyet ve her bir lafız yerli yerindedir ve olmazsa olmazdır. Bu hakikatten hareketle Kur’ân’daki bu kusursuzluğun önemine binaen her bir kelimeye, yemine veya vurguya ayrı bir önemle bakmak gerekmektedir. Bu yönüyle ilâhî kelâmın sahibi Allah’ın, mesajını muhataba ulaştırırken kullandığı ifadeler, yeminler, tekrarlar ve itiraz cümleleri gibi vs. önem arz etmektedir. Bu bağlamda Kur’ân-ı Kerîm’de on beş Mekkî sûrenin otuz üç farklı yerinde geçmekte olan “kellâ/كَلا ا ” edatının mâna itibariyle farklı yansımaları söz konusudur. Bahse konu olan bu edatın içerik olarak Kur’ân’da genelde tevhit ve âhiret inancının tesisi bağlamında kullanıldığı bilinmektedir. Bu makalede âhiret inancının tesisi özelinde Kur’ân’daki “kellâ/كَلا ا ” edatları incelenip değerlendirilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Tafsir |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 30, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 2 |