Osmanlı’nın son döneminde dinî meseleler daha ziyade şeriat ve fıkhın güncelleştirilmesi
ekseninde tartışılırken, Cumhuriyet’in ilk yıllarında ulus devlet ideolojisi
ve millî din yaratma politikasının önemli bir ayağı olarak Kur’an’ın Türkçe tercümesi
ve ana dilde ibadet gibi meseleler ön plana çıkarılmıştır. Türk halkını kendi
dilinde Kur’an ile buluşturma arzusunun siyasi irade tarafından kışkırtılmasına
bağlı olarak 1924 yılı içerisinde ilk Türkçe Kur’an tercümeleri halkla buluşmuş ve
fakat bu tercümeler dinî, ilmî, fikrî saiklerle ciddi itirazlara konu olmuştur. Bütün
bu gelişmelerin yaşandığı siyasî-ictimâî konjonktür aynı zamanda Cumhuriyet
dönemine ait ilk ve en önemli Kur’an tefsirinin de vücuda gelmesine vesile olmuştur.
Ancak Hak Dini Kur’an Dili (Yeni Mealli Türkçe Tefsir) adlı bu tefsirin yazarı
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır özellikle dinîn millîleştirilmesi ve ibadet dilinin
Türkçeleştirilmesi projesine karşı ödünsüz bir tavır takınmıştır. Telif edildiği
zamandan bugüne değin haklı bir itibar kazanan ve tefsir sahasında hiçbir dinî
grubun sansürüne uğramaksızın temel kaynak olarak kullanılan Hak Dini Kur’an
Dili’nin okuyucuyla buluştuğu 1930’lu yıllardan bugüne kadar farklı ilgiler, eğilimler
ve hedeflere bağlı olarak otuz civarında tefsir kaleme alınmış ve fakat bunların
hiçbiri en azından bize göre Hak Dini’ni aşamamıştır
The religious discussion during the last period of the Ottoman Empire revolved
around a re-interpretation of sharia and the Islamic Law according to the needs of
the current times. Issues such as the translation of the Qur’an into Turkish and
worship in the native language were prioritized in the early phase of the Republic.
These issues were in fact conceived as a first step to the creation of the ideology of
a nation state along with a national religion. As a part of this vision, the first Turkish
translations of the Qur’an were published in 1924. These works, however,
were subjected to heavy criticism with reference to their religious and scholarly
qualities. On the other hand, the political and social conjuncture of the period also
led to the production of the most important Turkish exegesis of the Qur’an: Elmalılı
Muhammed Hamdi Yazır’s Hak Dini Kur’an Dili. It is important to note that
Yazır stood firm against the project of nationalizing religion and vernacularizing
the language of worship. This work received an overall well-earned respect and
appreciation and is still being used as a standard reference work of tafsir by all
religious groups without any censorship. Despite the publication of about thirty
works of exegesis serving different interests and aims ever since the 1930s, none
other has surpassed the quality of Yazır.
Other ID | JA47BV52RK |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2012 |
Submission Date | September 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Issue: 19 |