Huzur dersleri Osmanlı’da Ramazan aylarında padişah huzurunda gerçekleştirilen
münazaralı tefsir dersleri için kullanılan bir tabirdir. Damad İbrahim Paşa devrinde
ilk sistemli uygulamalarına rastlanılan ve III. Mustafa’dan itibaren resmîleşip
hilafetin ilgasına kadar neredeyse aralıksız devam eden bu derslerin kendisine
mahsus merasimi ve kuralları bulunmaktadır. Ramazan ayının muayyen günlerinde
yapılan dersler, padişahın maiyetiyle birlikte gerçekleştirdiği tören nitelikli bir
“biniş merasimi” sonrasında yapılırdı. Önceden belirlenen âyetlerin bir “mukarrir”
tarafından Beyzâvî tefsirinden hareketle takrir edildiği ve belli sayıda “muhatab”ın
soru sorarak ve müzakere ederek iştirak ettiği bu derslerde fikir ve söz hürriyeti
esastı. Derslere katılan ilmî heyet üyeleri için ödüllendirme ya da cezalandırma söz
konusuydu. Huzur derslerindeki takrir ve müzakere metinleri sistemli olarak kayıt
altına alınmasa da II. Mahmud döneminden itibaren bu derslere iştirak edenlerden
bazıları kendi takrir ya da müzakere metinlerini yazılı olarak tespit etmişlerdir.
Çoğu hâlen yazma halinde bulunan bu metinlerin incelenmesi hususi bir literatür
türünün aydınlatılması kadar, tefsir özelinde, dönemin ilim anlayışı ve geleneğinin
ortaya konulmasına da hizmet edecektir.
Huzur lessons correspond to the tafsir lessons (Qur’anic commentaries) conducted
in the presence of the Sultan in a debate format during the month of Ramadan.
First encountered in the court of Damad İbrahim Paşa and formalized during the
reign of Mustafa III, these lessons continued almost without any break until the
abolition of the Caliphate with their unique set of rituals and rules. Held on certain
days of the month of Ramadan, they started after an official “biniş (mounting)
ceremony” performed by the Sultan and his entourage. In these lessons, only one
muqarrir (primary lecturer) interpreted the predetermined verses (ayât) from
Baydawi’s commentary and a number of mukhatab (secondary lecturers)
participated to ask questions and negotiated the text. The key idea therein was the
freedom of thought and opinion. The scholar participants were often subject to
rewards and punishment. Even though the reports and the texts debated in the
lessons were not systematically recorded, some of the participants, in the time of
Mahmud II, kept copies of some of these texts in their own records. Often extant in
the form of manuscripts, their analysis would illuminate a special genre of literature
in addition to revealing the scholarly tradition of the period in the context of tafsir.
Other ID | JA26ET29UH |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2011 |
Submission Date | September 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Issue: 18 |