İnsanlığın varoluş tarihinden itibaren, insanın duygularına etki ederek karakterinin şekillenmesinde önemli görevler üstlenen müzik; zamanla ritüellerle birleşerek insanın en doğal ifade aracına dönüşmüştür. Toplumsal bir varlık olan insanın, dış dünyayla iletişim sağlamak amacıyla müziği kullanmaya başlamasıysa, müziği sahip olduğu bireysel amacın ötesine geçirerek toplumsallaşmasına ve böylece hem siyasi hem de sosyal yaşamın düzenlenmesi sürecinde önemli görevler üstlenmesine sebep olmuştur. Müziğin bir toplumun şekillenmesi sürecine yapacağı olumlu/olumsuz etkinin standardını; iç yapısında sahip olduğu bazı temel özellikler belirlemektedir. Buna göre; müzik ilk aşamada kendi içinde denge, uyum, ölçü, dinamizim ve düzen standartlarını sağlamalı; ikinci aşamadaysa bu standartları etkileşimde bulunduğu insan karakerine ve toplum düzenine yansıtmalıdır. Müziğin sahip olduğu bu olumlu fonksiyonun temel ölçütünü ise müziğin doğallığı oluşturmaktadır. Doğal müzik; doğanın mükemmel düzenini örnek alan ve bu düzeni toplum düzeniyle eşleştirebilen müziktir. Ancak bu noktada, müziğin ideal toplum amacının tek belirleyeni olduğunu düşünmek hata olur. Çünkü tarihsel gelişim süreçleri içerisinde toplumlar; başlangıçta yalnızca müzik ve ritüeller aracılığıyla şekillenebilen ilkel ve basit bir yapıya sahipken; zamanla değişerek hukuk kuralları ve cezalarla kontrol edilebilen kompleks yapılara sahip olmuşlardır. Bu bağlamda; müziğin insan ve toplum üzerindeki etkilerini konu alan Çin klasiği Müzik Kayıtları’nın ilgili bölümlerine bakıldığında, toplumsal düzeni sağlayan faktörlerin; müzik, ritüeller, yasalar ve cezalar sıralamasıyla verildiği görülebilmektedir. İnsan ve toplum için içselden dışsala ve soyuttan somuta doğru ilerleme gösteren gelişim sürecinde, müziğin sahip olduğu siyasal ve toplumsal fonksiyonların konu alındığı bu çalışmada; insanlık tarihinin ideal insan ideal toplum hedefi, Müzik Kayıtları klasiği çerçevesinde incelenmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 30, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 39 Issue: 68 |