Hatırat türünde eserler devlet adamlarının yahut tarihte sivrilmiş bireylerin ‘’sırlarıyla’’
ölmek istemelerinden dolayı Türk yazınında sıklıkla rastlanan bir tür değildir. Buna karşılık
kişilerin kendi gözlerinden, birinci ağızdan anlatmış oldukları bu eserlerin tarihi ve bilhassa
da toplumu anlamak açısından büyük bir öneme sahip olduğu aşikârdır. Otobiyografilerini ya
da hatıralarını kaleme alanların ise sıkıcı dilleri genel olarak göze çarpmaktadır. Bazen de
kendilerini daha fazla ön plana çıkarmak istemeleri, yalnızca uygun gördükleri konuları
anlattıkları dahi gözlenmektedir. İşte Selim Sırrı Tarcan’ın hatıraları bu anlamda diğer hatırat
türü eserlerden ayrılmaktadır. Zira Selim Sırrı Tarcan çocukluk döneminden başlayarak,
hayatının hemen her safhasında iyi-kötü, doğru-yanlış bütün tecrübelerini okuyucu ile
paylaşmaya özen göstermiştir.
Bölüm | Tanıtımlar |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 6 Ekim 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 3 Sayı: 4 |
Journal of History Critique