On dokuzuncu yüzyılda Osmanlılar ile Avrupa arasındaki münasebetler önceki devirlerin tam tersi bir yöne çevrilir. Osmanlılar Avrupa’dan medet umar hâle gelir ve Avrupa uyumuna dâhil olmak üzere politikalar yürütülür. Tanzimat sonrası Islahat Fermanı da bu minvalde değer görür. Kırım Harbi akabinde imzalanan Paris Antlaşması ile devletin bütünlüğünün garantisi, iç işlerinde düzenin tesisi için vakit kazandırılması hedeflenir. Bütün bu çabaların temel gayesi bütünlüğün korunması ve idari yapıların işleyişini sürdürmesidir. Bu manzaradan bakıldığında Avrupalı devletlerin Osmanlı’yı bir nevi himaye etmesi, diplomatik ilişkilerini sürdürmesi ve uluslararası çevrede bir düzensizlikten kaçınılması dikkat çeker. Osmanlı, Batı’dan destek almak zorunda olduğu uzun bir süreci yaşarken buna değer bir görüntü çizmesi de kaçınılmazdır. Dolayısıyla dönemin önde gelen isimlerinin sadarette sürekli birbirleri arasında değişiklikleri siyasi tutumun bir yansıması olarak değerlendirilir. İstanbul, devletin merkezi olmanın yanı sıra bir diplomasi şehrine dönüşür. Bu ara dönemde sultan, vezirlerinin gölgesinde kalır. Nihai olarak Tanzimat’ın önemli öncülerinin vefatı bütün bu yenilikleri inkıraza uğratıp tersi bir yöne çevirir, dahası idare tekrar Bâbıâli’den Saray’a geçer.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Modern Turkish History |
Journal Section | Tanıtımlar |
Authors | |
Publication Date | July 6, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 9 Issue: 3 |
Journal of History Critique