Abstract
Kur’ân’ı Kerîm, yaklaşık yirmi üç yıl zaman zarfında, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) indirilen, insanları karanlıklardan aydınlığa çıkartan, tüm insanlar için evrensel bir mesaj, tüm Müslümanlar için de bağlayıcı ilahi bir kitaptır. Kur’ân’nın muhtevâsına baktığımızda bunun üç temel unsur üzerine inşâ edildiğini görürüz ki bunlar; itikad, amel ve ahlaktır. Temel gayesi, insanları dünyada saadete, ahirette de kurtuluşa ulaştırmak olan Kur’ân, bu sebeple her dönemde âlimlerin temel uğraşısı olmuştur. Kur’ân’la hemhâl olan her âlim, Kur’ân’ın anlaşılması noktasında farklı bir metod benimsemiştir. Bu âlimlerden biri de Memlüklerin hüküm sürdüğü yıllarda yaşamış olan Celâleddin es-Süyûtî’dir. (öl. 911/1505) Süyûti, Kur’ân’ın önemli bir bölümünü teşkil eden kıssaları, klasik müfessirlerin aksine farklı bir yol benimseyerek te’vîl etmeye çalışmıştır. Süyûtî’nin Kur’ân kıssalarına yaklaşımını ele aldığımız bu çalışmada, el-İklîl fî İstinbâti’t-Tenzîl adlı tefsir eserini örnek göstererek, bu tefsir eserinde yer alan kıssaların, klasik diğer tefsirlere göre tek bir yönünün bulunmadığı örneklerle izah edildi. Kur’ân’ın önemli bir kısmını oluşturan kıssalar, nazil olduğu dönemdeki muhatap kitleye Hz. Peygamber’in (s.a.v.) davet zamanı ile ilgili bilgiler sunarak, zihinlerde mâzi, hâl ve istikbale âit, muhatabın dünya-âhiret mutluluğu için bir profil meydana getirir. Kur’ân kıssaları, ilahi mesajın amacını gerçekleştirmede başvurulan bir vasıtadır. Müfessirler genellikle Kur’ân kıssalarını edebî-ahlakî açıdan ele almışlardır. Kıssaların, Hz. Peygamber’i (s.a.v.) ve müminleri teselli, düşmanları tehdit amacı taşıdığına dikkatleri çekmeye çalışmışlardır. Elbette böyle bir şey Kur’ân’ın büyük bir bölümünü oluşturan kıssaların tek gayesi değildir. Bu yönüyle kıssalara tek bir pencereden bakmak, Kur’ân’ı eksik anlamaya yol açabilir. Süyûtî’nin, Kur’ân kıssalarına nasıl yaklaştığı konusu çalışmamızın temelini oluşturacaktır. Konuya dair eserinden örnekler sunulacaktır. Bu yönüyle Süyûti’nin, kıssalara farklı bir pencereden yaklaştığını ve onlardan hüküm istinbât ettiğini görmüş olacağız.