2010 yılında kaybettiğimiz Mimar Maruf Önal’ın (1918) ilk yapıtı olan Dr. Belen Evi (1943) ‹stanbul’da inşa edilmiş sayılı modernist konuttan biridir. Önal, mütevazı kişilik ve yapıları ile az sayıda yayına konu olmuştur. Bu araştırma, günümüzde adeta “anonimleşme”ye başlayan, bu küçük ama modernist mimarlığın tipik özelliklerini barındırabilmiş binaya yakından bakmayı amaçlamaktadır. Zira mimarının yaklaşımı Cumhuriyet Dönemi Türk Mimarlığı bağlamında, Türkiye’de modernizmin ilk yıllarına yeniden bakmak için bir imkân sunmaktadır. Türkiye’de o dönem mimarlıkta görülen temel ikiliğin, batıdakini takip eden modernleşme arayışıyla, yeni kurulan Cumhuriyetin elitlerinin kültürel, ulusal, tarihsel kimlik arayışı arasında olduğu söylenebilir. Önal’ın Vişnezade’de yaptığı Dr. Belen Evi’ni özel kılan şey, Türk modernizmine ait bu gerilimin baskın olduğu bir dönemde, tarihsel, yerel ve kültürel referanslardan arınmış, rasyonel bir tutum izlemesidir. Bitişik nizamdaki yapının kimliğini belirleyen dar ön cephesi adeta soyut olarak ele alınmıştır, cephe kaplamalarındaki olumsuz değişikliklere rağmen, “zaman ötesi” niteliğini sürdürmekte, korunması gerekmektedir.
The debut work of the architect Maruf Önal (1918-2010), Dr. Belen’s House (1943) is one of the few modernist houses built in Istanbul. Önal, with his modest personality and buildings, was subject of only a small number of publications. This research aims at looking closely into Belen’s House, a building which is small, yet able to capture the typical features of modernist architecture and almost becoming ‘anonymous’. For the architect’s approach offers an opportunity to develop a distinct gaze into the early years of Turkish modernism, within the context of the architecture in the Republican era. The essential dichotomy characterizing this period is told to be between a pursuit of a Western-oriented modernism and a search of cultural, national and historical identity by the new Republican elite. What makes Belen’s house constructed in Vişnezade by Önal quite peculiar is its rationality, devoid of historical, local and cultural references in the context of 1940s dominated by this tension of Turkish modernism. The building reflects the language of pure design which became significant in the 20th century architecture. The narrow front facade which gives to the building its peculiar character is almost considered as ‘abstract’. Despite the subsequent negative changes in façade flashing, Belen’s house preserves its ‘timeless’ quality and requires conservation.
Other ID | JA39VN99US |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 14, 2016 |
Published in Issue | Year 2012 |