Hac, Müslümanlar üzerine hem yükümlülük ifade etmekte hem de aralarında vahdetin oluşmasına imkân tanıyan bir iletişim kaynağı olmaktadır. Bu ibadetin gerçekleştirilmesinde ferdin maddî gücü yanı sıra bulunduğu yerin Harameyn’e uzaklığı, yol güzergâhının emniyeti vb. unsurlar da önem arzetmektedir. Yakın bölgeler hariç birçok devlet yöneticisi yerine getiremedikleri ve yönetimleri adına meşruiyet meselesi olarak gördükleri haccın rahat bir şekilde edâ edilebilmesi için çok çaba sarfetmişlerdir. Özellikle kendi hacılarının bu farizayı yerine getirip sağ salim ülkelerine ve ailelerine kavuşabilmelerini sağlamak amacıyla Harameyn’in yöneticileri ile diplomatik görüşmelere, hediyeleşmelere önem vermişlerdir. Hac ibadeti için çıkılan yolculuklar Endülüs ve Mağrib toprakları için çok daha meşakkatli olmakta idi. Öyle ki bu kutlu yolculuğa gidemeyenler kutsal topraklara hediyeler, mektuplar, kasideler göndermeyi gelenek haline getirmişlerdi. Fakat Afrika Sultanları bu konuda istisna olmuş ve tarihe geçecek büyüklükte hac yolculukları yapmışlardır. Hem kendilerinin hem halklarının İslâm düşünce yapısına uyumlu bir hayat sürebilmeleri ve gerekli ilmî birikime sahip olmak için de bu yolculukları önemsemişlerdir. Bu çalışmada sömürü öncesi hayatlarında sahip oldukları maddî-manevî zenginlikleri göz ardı edilen Afrika’nın Batı Sudan/Mali Sul-tanı Mensâ Mûsâ’nın gerek Doğu’da gerekse Avrupa’da tanınmasına sebep olan hac yolculuğu ve haccın ülkesini çeşitli açılardan etkileyişinden bahsedilecektir.
Emeği geçenlere teşekkürler.
Hajj is both an obligation on Muslims and a source of communication that allows unity among them. In the realization of this worship, in addition to the financial power of the individual, the distance of the place from Harameyn and the safety of the road route, etc. are also important. Except for the rulers of nearby regions, many state administrators made great efforts to maket he pilgrimage comfortable, which they could not fulfill and which they saw as a matter of legitimacy on behalf of their administration. In particular, they gave importance to diplomatic meetings and gifts with the rulers of Haramayn in order to ensure that their pilgrims fulfill this obligation and reunite with their country and their families safely. Pilgrimage was much more difficult for Andalusia and African lands.Those who could not go to the holy land made it a tradition to send gifts, letters and odes.However, the African Sultans were an exception in this regard and made pilgrimages that would go down in history.They have also given importance to these journeys in order to have the necessary scientific knowledge so that they and their people can lead a life in harmony with the Islamic mentality.In this study, the pilgrimage that led to the recognition of Mansā Musā, the Sultan of Western Sudan/Mali of Africa which is ignored in terms of its material-spiritualwealth in its pre-colonial life, and the impact of his pilgrimage on his country will be discussedfrom various aspects.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2022 |
Submission Date | March 31, 2022 |
Acceptance Date | June 1, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |