Kuzey Afrika’da kurulan bilâhare Endülüs bölgesini
topraklarına dahil eden Murâbıtlar Devleti 448-543 (1056-1147) yılları
arasında hüküm sürmüştür. Murâbıtlar Devleti’nin temeli Kuzey Afrika’daki
kabileler arasında irşad ve tebliğ faaliyetinde bulunan ve bu maksatla bir
ribat kuran Mâlikî fakihi Abdullah b. Yâsîn tarafından atılmıştır. Mâlikî
mezhebine mensup olan ve bu mezhebin esas alınması hususunda büyük hassasiyet
gösteren Murâbıtlar Devleti emîrleri devletin kuruluş gayesine sadık kalmışlar,
karar alırken fakihlere danışmışlar, onların fetvâları ve tavsiyeleri
doğrultusunda devleti yönetmişlerdir. Bu durum fakihlerin tesir sahasının
oldukça geniş olmasına sebebiyet vermiştir. Murâbıtlar Devleti, fakihlerin bu
devlette büyük bir otoriteye sahip olmaları ve bilhassa onların fetvâları ile
vuku bulan hadiseler sebebiyle yıkılışından itibaren çeşitli değerlendirmelere
konu olmuştur. Bu devlete son vererek bu devletin topraklarında hüküm süren
Muvahhidler, müsteşrikler ve bir kısım araştırmacılar Murâbıtlar Devleti’ne
tamamen olumsuz bir bakış açısıyla yaklaşmış, çeşitli ithamlarda bulunmuşlardır.
Diğer taraftan bilhassa son dönemlerde bu suçlamalara cevap niteliği taşıyan
çalışmalar da yapılmış, eserler ortaya konulmuştur. Bu çalışmada öncelikle
Murâbıtlar Devleti’nde en önemli makam olarak kabul edilen kādılık makamını
ihraz eden fakihlerin yetki ve sorumlulukları hakkında bilgi verilmiştir.
Sonrasında devletin zirve döneminde hüküm sahibi olmuş Yûsuf b. Taşfîn ve Ali
b. Yûsuf b. Taşfîn’in fakihlerle ilişkileri ile fakihlerin bu emîrlerin
döneminde cereyan eden önemli hadise ve kararlardaki rolü ele alınmıştır.
Çalışmanın son kısmında ise Murâbıtlar Devleti’nde fakihlerin konumu ve etkisi
ile alakalı olarak yapılan değerlendirmelere yer verilmiştir.
The
Almoravid dynasty, which conquered the region of Andalusia in North Africa,
reigned between the years 448-543 (1056-1147). The foundation of the Almoravid
dynasty was laid by Mâliki scholar Abdullah b. Yasin, who established a small
fortification for the act of showing the true path and communication among the
tribes in North Africa. The emirs of the Almoravid dynasty, who belonged to the
Mâliki sect and showed great sensitivity to the prioritization of this sect,
remained faithful to the establishment purpose of the state, consulted the
scholars in their decisions and applied their fatwas and recommendations. This
situation caused the influence area of the scholars to be quite wide. The
Almoravid dynasty has been subject to various evaluations since its collapse,
especially due to the fact that the scholars had great authority and the events
that occurred with their fatwas. The Almohads -who put an end to this state and
reigned on its territory-, the orientalists and also some researchers have
approached the Almoravid dynasty from a completely negative point of view and
made various accusations. On the other hand, the studies which respond to these
accusations have been made and the works have been created in this respect
especially in later periods. In this study, the authorities and
responsibilities of the scholars, who had the authority to judge which was
accepted as the most important authority in the Almoravid dynasty, were
explained in the first place. Then, the relations of Yusuf b. Tashfin and Ali b.
Yusuf b. Tashfin, who reigned during the peak periods of the state, with the
scholars and the role of the scholars in important events and decisions were
discussed. In the last part of the study, the position and influence of the
scholars in the Almoravid dynasty were evaluated.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2019 |
Submission Date | May 22, 2019 |
Acceptance Date | November 13, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 5 Issue: 2 |