The present study discusses the action of burning the Holy Quran in Malmö, Sweden, by the Danish far-right politician Rasmus Paludan, in more than 300 points in Denmark, Sweden and Norway, especially in terms of evolving into social events that turned into riots and fueled Islamophobic debates. The purpose of the study will be to understand the discussion universe formed by the acceptance of the Swedish State in an Islamophobic and racist act, such as the burning of the holy book by Paludan, with a high incitement and humiliating power. In the present study, which has a qualitative design, books, articles and newspapers on the subject were examined by using the document analysis method. As a result, since the motto of unlimited freedom of expression of the Scandinavian model gives the right to swear at far-right politicians, especially insulting religion, the Muslim society living in Europe has become the target of politicians with a kind of state policy armor, making them increasingly sensitive and vulnerable in the position of hate objects. In this regard, there is a need to redefine where the limits of freedom of thought must end.
Islamophobia Rasmus Paludan Holy Qur’an Burning Actions Sweden (Malmö) Freedom of Expression
Bu çalışma; Danimarkalı aşırı sağ siyasetçi Rasmus Paludan’ın Danimarka başta olmak üzere İsveç ve Norveç’te 300’den fazla noktada gerçekleştirdiği Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemlerini konu edinmektedir. Bu eylemler İsveç’te 2022 yılında isyana dönüşerek sosyal olaylara sebep olmuş ve İslamofobik tartışmaları körüklemiştir. Çalışmanın amacı; Paludan tarafından gerçekleştirilen kutsal kitabın yakılması gibi tahrik gücü yüksek, bir o kadar aşağılayıcı İslamofobik ve ırkçı eylemin İsveç devleti tarafından ‘düşünce özgürlüğü’ bağlamında kabul edilmesinin nasıl bir tartışma evreni oluşturduğunu ortaya koymaktır. Nitel bir araştırma olan bu çalışmada doküman analizi yöntemi kullanılarak konuya dair kitap, makale ve gazeteler incelenmiştir. Sonuç olarak, İskandinav model sınırsız ifade özgürlüğü mottosunun aşırı sağ siyasetçilere küfretmeyi, özellikle dine yönelik sövgüyü bir hak olarak vermesi Avrupa sathında yaşayan Müslüman toplumu bir nevi devlet politikası zırhıyla siyasetçilerin hedef tahtasına oturttuğundan, onları nefret objesi konumunda giderek hassas ve savunmasız hale getirmiştir. Bu bakımdan düşünce özgürlüğünün sınırlarının nerede bitmesi gerektiği hususunda yeniden tanımlama yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2023 |
Submission Date | July 31, 2023 |
Acceptance Date | November 4, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 9 Issue: 2 |