Türkiye’de yaylalar köy-altı iskân şekilleri, yaylacılık ise önemli bir ekonomik faaliyet olarak büyük öneme sahiptir. Türkiye’de fizikî coğrafya şartları yaylalar ve yaylacılık faaliyetleri üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bununla birlikte yaylacılık ekonomik, sosyal, kültürel özellikleri ile beşerî coğrafya ve ona yakın bilim dallarının da başta gelen konularından biridir. Anadolu’da yüzlerce yıllık geçmişe sahip yaylacılık faaliyetleri halen hayvancılık ve son yıllarda da giderek artan oranda turizm yönü ile öne çıkmaktadır. Fakat yaylacılığın geçmişten beri sürdürülen, günümüzde ise yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan kültürel boyutları da vardır. Bu araştırmada yaylacılık faaliyetlerinin unutulmaya yüz tutmuş kültürel yönlerinden biri olan “otçu göçü geleneği” ele alınmıştır. Otçu göçü ve otçu şenlikleri kendi içinde birçok ritüeli barındıran, yöre halkı tarafından önemsenen bir kültürel faaliyettir. Karadeniz Bölgesi’nin en büyük yayla organizasyonu olan Kadırga Otçu Şenlikleri de bunlardan biridir. Ne yazık ki her alanda görülen kültürel bozulma ve yozlaşma burada da görülmekte, otçu göçü yayla şenlikleri gün geçtikçe özünden uzaklaşmaktadır. Gerekli önlemlerin alınmaması durumunda böylesine önemli bir kültürel miras yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Bu çalışmada önce otçu göçünü ortaya çıkaran coğrafi şartlar ele alınmış, sonrasında ise geleneksel Kadırga Otçu Şenliği’nin Somut Olmayan Kültürel Miras bağlamında değerlendirilmesi ve kültürel varlığını devam ettirebilmesi adına yapılması gerekenler üzerinde durulmuştur. Bu araştırmada yaylacılık faaliyetlerinin
unutulmaya yüz tutmuş kültürel yönlerinden biri olan “otçu göçü geleneği” ele
alınmıştır. Otçu göçü ve otçu şenlikleri
kendi içinde birçok ritüeli barındıran, yöre halkı tarafından çok ciddiye
alınan önemli bir kültürel faaliyettir. Karadeniz Bölgesi’nin en büyük yayla
organizasyonu olan Kadırga Otçu Şenlikleri de bunlardan biridir. Ne yazık ki
her alanda görülen kültürel bozulma ve yozlaşma burada da görülmekte, otçu göçü
yayla şenlikleri gün geçtikçe özünden uzaklaşmaktadır. Gerekli önlemlerin
alınmaması durumunda böylesine önemli bir kültürel miras yok olma tehlikesi ile
karşı karşıya kalacaktır. Bu çalışmada önce otçu göçünü ortaya çıkaran coğrafi
şartlar ele alınmış, sonrasında ise geleneksel Kadırga Otçu Şenliği’nin Somut
Olmayan Kültürel Miras bağlamında değerlendirilmesi ve kültürel varlığını devam
ettirebilmesi adına yapılması gerekenler üzerinde durulmuştur.
High Plateaus have a great significance as a sub-village settlement and as well the economic activities in high plateaus have a crucial importance economically. In Turkey, physical geography conditions have significant effects on plateaus and high plateus activities. However, it is one of the most important subjects of economic, social, cultural features, human geography and related sciences. The high plateau activities in Anatolia, which have hundreds of years of history, and in recent years they have become more and more popular with tourism and husbandry. However, there are also cultural dimensions that have been sustained since the past, and nowadays, facing the danger of extinction. In this research "Otçu Göçü" tradition which is one of the forgotten cultural aspects of the high plateau activities is examined. “Otçu Göçü” and Otçu festivals are important cultural activities, which are hosted by many rituals and taken seriously by local people. Kadırga Otçu Festival, which is the biggest high plateau organization of the Black Sea Region, is one of them. Unfortunately, the cultural distortion and corruption seen in each area is also seen here, and “Otçu Göçü” high plateau festivals are gradually getting away from its essence. If necessary precautions are not taken, such an important cultural heritage will face the danger of extinction. In this study, the geographical conditions that led to “Otçu Göçü” were discussed, and then the traditional Kadırga Otçu Festival was evaluated in the context of the Intangible Cultural Heritage and the necessary things to be done in order to be able to continue its cultural existence.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2018 |
Acceptance Date | November 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 71 |
Publisher: Turkish Geographical Society