Uluslararası ilişkiler bakımından ekonomik güvenlik kavramı oldukça geniş bir çerçeveye sahiptir. Uluslararası ticaret, makro ekonomik değişkenler, küresel suç, sınır aşan doğal kaynaklar, uluslararası ekonomik alanlar, çevresel sorunlar bu çerçeveye dahil edilebilmektedir. Kısacası, bir ülkenin makroekonomik dengelerine yönelik dış veya iç her türlü tehdit bir ekonomik güvenlik sorunu olarak algılanabilmektedir.
Bu çalışmada, tüm dünyada kamu hizmetlerinin kurulması ve işletilmesinde bir yöntem olarak kullanılabilen kamu-özel işbirliği (public private partnership) projelerinin Türkiye’deki uygulama hatalarının yol açtığı sorunların bir ekonomik güvenlik tehdidine dönüştüğü ileri sürülmektedir. Bu kötü dönüşümün ana sebebi ise %75’i yurtdışı kaynaklı olan KÖİ kredilerine hazine garantisi ve işletme dönemi boyunca dövize endeksli kâr garantileri verilmiş olmasıdır. Kur riski sorunu tarihsel olan Türkiye’nin dövize endeksli garanti uygulamasına son vermesi, KÖİ prosedürlerini Almanya örneğine benzer şekilde geliştirmesi ve mevcut projelerdeki dövize endeksli kredi ve kâr garantilerini Türk lirasına çevirmesi yolları önerilmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 14 Ekim 2022 |
Gönderilme Tarihi | 24 Aralık 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |
Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-AynıLisanslaPaylaş 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.