The other in all his or her forms gives me I. It is on the occasion of the other that I catch sight of me; or that I catch me at: reacting, choosing, refusing, accepting. It is the other who makes my portrait. Always. And luckily. The other of all sorts, is also of all diverse richness. The more the other is rich, the more I am rich. The other, rich, will make all his or her richness resonate in me and will enrich me.
Özet: Tarih boyunca çeviri eylemi ile özdeşleştirilmiş metaforları kendisine çıkış noktası olarak alan bu makale, Fransız tiyatro kuramcısı Hélène Cixous ile sırasıyla, Brezilyalı yazar Clarice Lispector ve Rus şair Anna Akhmatova arasındaki ilişkinin bir değerlendirmesini sunmayı amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle, Brezilyalı çeviri araştırmacısı Rosemary Arrojo‟nun, Cixous ile Lispector arasındaki ilişki üzerine odaklanan çalışması, hem Cixous hem de Arrojo‟ya yönelik eleştirel bir yaklaşım geliştirebilmek amacıyla inceleme altına alınmaktadır. İncelemede, Arrojo‟nun, Hélène Cixous‟yu sömürgeci, Clarice Lispector‟ı da sömürgeleştirilen olarak nitelendiren çalışması, Cixous‟nun “öteki” kavramına bakış açısı ışığında değerlendirilmektedir. Böylece Clarice Lispector‟ın, Hélène Cixous‟nun kuramsal ve kurgusal eserlerinde sahip olduğu rol ortaya çıkarılmaktadır. Makalenin sonraki bölümü ise Hélène Cixous‟nun 1994 tarihli Black Sail, White Sail (Siyah Yelken, Beyaz Yelken) adlı oyunu üzerine odaklanmaktadır. Rus şair Anna Akhmatova‟nın Stalin sonrası Rusya‟da, şiirlerini yayınlatabilme uğruna verdiği mücadeleyi konu alan oyun, çeviri metaforlarının kullanımı açısından ayrı bir anlam kazanmaktadır. Makale, çeviri metaforlarıyla Cixous‟nun, Akhmatova‟yı bahsi geçen oyununda nasıl ele aldığı üzerinde durmakta ve bu şekilde, Hélène Cixous, Clarice Lispector ve Anna Akhmatova arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Makaleler |
Authors | |
Publication Date | February 16, 2012 |
Published in Issue | Year 2008 Issue: 12 |