This article deals with some concepts in the Turkmen language which are related to horses and equestrianism, and also the fact that these concepts reflect certain aspects of Turkish culture; some of these concepts are borrowed by other nations. The equivalent of the word “jockey” in the literary Turkmen language is “çapyksuwar.” However, in the Old Turkmen and in the Yomut dialect of the Turkmen language the term widely used for the race-horse rider, is “at oğlan.” Yomuts in Iran who make up the majority of the population of the Turkmens in thıs country, have always been using the term “atoğlan” for “jockey.” In the traditional Turkmen horse races the distance is measured by the eye and when the race is approaching the finish line, a musical instrument, not in use anymore, called “şadıyan= shadiyan”, accompanied by a drum, played a tune to motivate the jockeys, called “at getiyr” meaning ‘(the tune which) brings the horse to the finish line.’ Together with this tradition the term “atoğlan” has disappeared in equestrian culture in Turkmenistan. However, the word “atoğlan” or its shorter version”oğlan”after passing from Central Asia to Anatolia was widely spread in Europe through Poland. The Poles brrowed “atoğlanı” and its shorter version “oğlan” from the Ottomans and passed it onto other European countries. Polish ulan has become uhlan or ulan in English which means ‘light cavalry armed with lances and sabres.’ This word also exists in
Bu makalede Türkmencede geçen at ve binicilikle ilgili birkaç kavram üzerinde durulmuş, Türk kültürünü yansıtan bu kavramların başka uluslara da ödünç verildiğine dikkat çekmeye çalışılmıştır. Bugün Türkmenistan’da edebî dilde Türkçede cokey olarak bilinen yarış atının binicisine çapıksuwār deniyor. Hâlbuki eski Türkmencede ve Türkmencenin bugünkü Yomut dıyalektinde at oğlan / atoğlan terimi kullanılmaktadır. Çoğunluğu Yomut olan İran Türkmenleri, Farsça çābuk-suvār yerine atoğlan terimini yaygın olarak kullanıyorlar. Geleneksel Türkmen at yarışlarında mesafe göz kararıyla belirleniyordu ve yarış sona yaklaştığı zaman, yarışı coşturmak için davul eşliğinde “şādıyān” adlı, zurnayı andıran bir müzik aleti ile ‘atı (hedefe) getiren’ anlamındaki “at getiyr” denen ezgi çalınıyordu. At kültüründe bu geleneklerle birlikte atoğlan deyimi de yok olmuştur. Hâlbuki atoğlan ya da oğlan sözü Orta Asya’dan Anadolu’ya geçtikten sonra Polonya üzerinden bütün Avrupa’ya yayılmıştır. Osmanlılarda kullanılan at oğlanı ve onun kısalmış şekli oğlan, Lehçeden (Leh dilinden) birçok Avrupa diline geçmiştir. İngilizcede bu söz ‘atly süvary’ ya da ‘atly savaşçı’ anlamında uhlan / ulan şeklinde vardır ve “yūlan” şeklinde telaffuz edilir. Bu söz Sırp, Bulgar ve Romen dillerinde ulan, Çek dilinde ulán, Almancada Ulan, İtalyancada ulano, Rus dilinde de ulanıy şeklinde bazen biraz semantik değişikliğe uğrayarak yaygın şekilde kullanılmaktadır. İngilizceden Türkçeye geçen cokey sözünün XVI. asırdan önceki ilk anlamı da ‘oğlan’dır. At sözü Moğol diline geçince agta olmuştur; Türkmencede ağta ‘kısırlaştırılmış’ demek, Moğolcada da aynı anlamda kullanılıyor. Atın kısırlaştırılıp “ağta” olması hükümdarların belli atların yalnız kendindilerinde bulunması isteğinden doğmuştur. Agta sözü ‘at’ anlamında Farsçada da äḫtä ya da āḫtä
/ آخته اخته şeklinde korunmuştur. Atlar araba çekmek için de yararlı olmuşlardır. Macarca kosci szeker (“koçi çeker”i andırıyor), ‘araba’ anlamında birçok Avrupa diline geçmiştir. İngilizcede coach ‘otobüs’ demek. Rusçada da коч / koç ‘göçüp konmakda kullanılan ‘üstü örtülmüş araba’ anlamına geliyor. Bu sözün köç / göç ıle ilgili olduğu anlaşılıyor. Atın eyeri aslında Şamanizmde kutsal sayılan koçun boynuzuna benzetilmiştir. Yayda da görülen bu şekle Eski Türkçede ümzük denir. Bir keçe deseni olan bu şekil bugün Türkmencede emzik olmuştur. Türkmenler hızlı koşan ata bedew derler, bu Farsça bir sözcüktür ve Arapça bedevî ile ilgili değildir. Makalede üzengi sözünün etimolojisi de ele alınmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2015 |
Submission Date | June 15, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 4 Issue: 1 |