Gülme,
sınır tanımazlığı sayesinde korkulara karşı zafer kazandırır. Gülünç unsurlar
bulunduran, gerçekliğin oyun olarak algılandığı mizahi metinler eleştiri
niteliği taşır. Aynı zamanda düşündüren ve sorgulatan mizah, dış gerçekliği
sanatsal bir üslupla okura gösterir. Kendi içinde alt başlıklara ayrılan
mizahın kapsadığı ironi ise tersten söyleme ile metnin altındaki gerçekliğe
gönderme yapan sarsıcı bir temele sahiptir. İroni içeren metinlerde
birey-kurum-toplum dizgesinde aksaklıklar/sorunlar ima yoluyla yansıtılarak
eleştirilir.
Yol
boyunca gezdirdiği ayna ile kabuk tutmuş yaralarını göremeyen bireyi ve toplumu
uyaran Ayfer Tunç, 1989 sonrası öykü ve romanları ile Türk Edebiyatı’nın
postmodern yazarlarındandır. Yazarın Orta Çağ halk festivallerini andıran Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan
Kısa Tarihi adlı eseri, zaman ve mekânın devingen yapısı içinde gülme ögesi
çevresinde kurgulanır. Bir koordinat düzleminde yatay ve dikey boyutlarda
çoğalıp, katlanarak büyüyen eserde Türk toplumunun 1800’lerden günümüze kadar
panoraması çizilir. Sınırların kalktığı ve rollerin değiştiği bir karnaval
roman örneği olan anlatıda toplumsal ironi ile kaybedilenler sorgulanır.
Bu
çalışmada romanın asli yapı unsurlarından mekân merkezli olarak romandaki
ironik söylem incelenecektir. Deli, deli-değil diyalektiğindeki sorgulamada
bağlantılar zinciri içinde tükeniş ve başlangıçlar şeklinde süreklilik arz eden
grotesk imgelem ile Türk coğrafyasında bireyden topluma yaşanan çözülüşün
ironisi analiz edilecektir. İroninin aynasında görünenlerin, toplumun görmek
istemediği yüzü olduğu ortaya konacaktır.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | June 15, 2017 |
Submission Date | July 10, 2017 |
Acceptance Date | July 10, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 6 Issue: 2 |