Osmanlı
Devleti’nin iki yüz yıllık batılılaşma sürecinin temelinde Batı’dan geri
kalmışlık fikri yer almaktadır. Bu düşüncenin arka planında ise yeniliklerin
önündeki ilk engel olarak “din” görülmektedir. Toplumsal hayatın içerisinde
yozlaşan din algısı, belirli zümrelerin kendi kişisel menfaatleri doğrultusunda
hareket etmeleri; batılılaşmanın karşısında dinin karşıt bir konumda yer
almasını yahut öyle algılanmasını sağlamıştır. Cumhuriyet, yaklaşık iki yüz yıl
süren modernleşme çabalarının nihai noktasıdır. Osmanlı Devleti’nin gerçekleştirmek
istediği yeniliklerin yeni bir devlet modeli etrafında şekillenmesidir.
Cumhuriyet’in ilk dönem romanlarında (1923-1940) din algısı, gerçekleştirilen
inkılaplar ve değişen sosyal ve siyasi hayat karşısında bireyin konumunu
göstermesi açısından oldukça önemlidir. Yeni bir devlet, yeni bir düzen ve yeni
bir sosyal hayatın insanların iç dünyalarında yarattığı inanç algısındaki
yıkımın izleri bu ilk dönem romanlarında belirgin bir şekilde kendisine yer
bulmaktadır. Bu çalışma, değişimin hızlı gerçekleştiği bir dönem olan
Cumhuriyet’in ilk yıllarında insanların ruh dünyalarında yer alan ikilik ve din
algısının göz önüne serilmesi ve toplumsal değişimin arkasında bıraktığı izleri
dönemin romanlarında tespit ederek bugünün Türkiye’sindeki yansımalarını göz
önüne sermektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 15, 2018 |
Submission Date | July 9, 2018 |
Acceptance Date | July 10, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 7 Issue: 2 |