Sanatçı eserini yaratmak için bir âleme ihtiyaç duyar. Yani onu doğuracağı bir mekânı kurgular. Zihin varoluşu mekândan bağımsız düşünemez. Fakat insanın tanrısal özellikleri onu bağımsız olmak hususunda zorlar. Sanatçı var olmanın acısından kaçacağı ve tekrar var olmanın sevincini yaşayacağı yeni mekânlar arar. Günümüz romanında mekân diğer roman unsurlarına zemin oluşturan ve onları şekillendiren bir işlevde dinamik olarak kullanılır. Nazlı Eray’ın romanlarında mekân dikkat çekici bir unsurudur. Eray özellikle şehirleri ön plana çıkararak mekânı kurgular. Ayışığı Sofrası’ında bir kent olarak Ankara’nın mekânı oluşturmasının yanında daha derinlikli bir mekânla karşılaşılmaktadır. Bu makale, Ayışığı Sofrası’nda çevresel mekân unsurlarını oluşturan fakat mekân üzerine yapılan çalışmalarda ihmal edilen kapılar, sandıklar, çekmeceler gibi mekân birimlerinin romana katkısı üzerine yoğunlaşmaktadır. Romanda mekânın çoğalmasını sağlayan anlatım imkânları da ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Mekânı anlamlandırmak için psikolojinin yanı sıra esas olarak fenomenolojiyi kullanan Bachelard’ın yaklaşımları ağırlıklı olarak metne uygulanmıştır. Metinlerarasılık ve mekânı oluşturması bağlamında Ashabı Kehf’in anlatıda yer alması romanda “mekânlararasılık” olarak değerlendirilmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2021 |
Submission Date | February 25, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 10 Issue: 4 |