Musiki, insanın duygu ve düşüncelerinin seslerle ifade edildiği bir sanattır. Türklerin musiki ile tanışması milattan öncesine kadar uzanır. Osmanlı Dönemi boyunca Türk musikisi ve icracılar, padişahtan devletin en alt kademelerine kadar herkesçe sevilmiş, takdir edilmiş ve desteklenmiştir. Bu vesileyle birçok bestekâr yetişmiş ve musiki sistemli bir hâle gelmiştir. Makam ve usul, Türk musikisine kimlik kazandıran sistemi ifade eder. Çok sayıda makamın kullanılması, her türlü beşerî duygunun farklı şekillerde bir ifadesidir. Musiki, klasik Türk edebiyatı şairlerinin faydalandığı kaynaklardan olmasıyla birlikte şairlerin çoğunun bu sanatın üstadı olması dikkate değerdir. 18. yüzyılda yaşamış Nevres-i Kadim’in de kıta-i kebire nazım şekliyle yazdığı bir manzumesinde, yoğun olarak kullandığı makam ve usule ilişkin terimlerin Mevlevilikle ilgili olduğu görülmüştür. Bu makalede amaç, makam ve usullerden hareketle söz konusu şiiri Mevlevi ayini bağlamında incelemektir. Bu maksatla tasavvuf terminolojisinden faydalanılmış, şiirler bu doğrultuda açıklanmıştır. Bu çalışmayla şiir-musiki ilişkisine dair alanyazına katkıda bulunulması amaçlanmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2022 |
Submission Date | August 14, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 11 Issue: 4 |