Bektaşilik, kendine özgü felsefesiyle başta Sünni Ulema olmak üzere diğer İslami gruplar tarafından şüpheyle bakılan ve İslami geleneğe ters düşen faaliyetlerde bulunmakla suçlanan bir tarikat olmuştur. Osmanlı yöneticileri ise Bektaşilerin imparatorluktaki karmaşık rolüyle karşı karşıya kalmış, ilk dönemlerde devlet otoritesini güçlendirme aracı olarak kullanırken Sünni anlayışın bürokraside güçlenmesiyle ilerleyen dönemlerde Bektaşiliği dar bir alanla (askeri) sınırlandırmıştır. Bektaşiliğin yasaklanmasıyla devlet otoritesine bağlı olan kurumsal yapıyı dağıtmış her alanda takibatlara uğramıştır. II. Abdülhamid döneminin İslamcılık politikasıyla birlikte baskı ve tedbirler daha da artmıştır. Dönemin atmosferinde ise Bektaşilere karşı olumsuz bakış, farklı tartışmalara da evrilmiştir. Bu tartışmalardan biri Bektaşilerin, Hristiyanlaşma ve halkı Hristiyanlaştırma faaliyetlerinde bulunmakla itham edilmeleri olmuştur. Bununla birlikte Balkanlar’da Hristiyan izleri arayan Batılı araştırmacılar da Bektaşilere bu perspektifle yaklaşmış, onları gizli Hristiyan olduklarını düşünerek iddialarını çeşitli temellere oturtmaya gayret göstermişlerdir. Çalışmamızda Osmanlı Devleti’nde giderek sarsılan Bektaşi imajından haklarındaki Hristiyanlaşma iddialarına kadar uzanan tarihsel alt yapı verilerek, bu yönlü tartışmalar incelenecektir.
Bektashism, with its unique philosophy, has been a sect that has been viewed with suspicion by other Islamic groups, especially the Sunni Ulema, and accused of activities contrary to Islamic tradition. The Ottoman rulers, on the other hand, were confronted with the complex role of Bektashis in the empire. While they used Bektashism as a means of strengthening state authority in the early periods, they restricted it to a narrow field military in the later periods as the Sunni understanding gained strength in the bureaucracy. With the prohibition of Bektashism, the institutional structure dependent on the state authority was dismantled and Bektashism was persecuted in every field. With the Islamism policy of the Abdülhamid II period, the pressure and measures increased even more. In the atmosphere of the period, the negative view of Bektashis evolved into different debates. One of these debates was the accusation that Bektashis were engaged in Christianisation and Christianising the population. In addition, Western researchers looking for traces of Christianity in the Balkans also approached the Bektashis from this perspective and endeavoured to base their claims on various grounds, considering them to be secret Christians. In our study, the historical background from the Bektashi image, which was gradually shaken in the Ottoman Empire, to the allegations of Christianisation against them will be given and these debates will be analysed.
Bektashi Sunni Abdülhamit II Christian Religious Interaction Orientalism Balkans and Anatolia.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Archaeology (Other), Sufism |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 15, 2024 |
Submission Date | September 28, 2023 |
Acceptance Date | November 16, 2023 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 13 Issue: 1 |