Muhabbet, tasavvufî düşüncedeki başlıca konulardan biridir. Tasavvuf tarihinin ilk dönemlerinden itibaren bazı sûfîlerin görüşlerinin temelini teşkil eden muhabbet ve aşk konusu, zamanla tasavvufun ana temalarından biri haline gelmiştir. Makalemizde, Osmanlı Cihan Devleti’nin kurucu müderrisi ve Ekberî geleneğin önemli bir Fusûs şârihi Davud el-Kayseri’nin Muhabbet-i Hakikiyye Risâlesinden hareketle muhabbet konusundaki görüşleri ele alınmıştır. Davud el-Kayseri, konuyu vahdet-i vücûd anlayışı doğrultusunda ele alır. Ekberî gelenek çizgisinde var oluşu, zatî muhabbete istinat ettirir. Vahdet-i vücûd anlayışında varlık mertebeleri, Allah’ın zatına bağlı sıfat ve isimlerin zuhuru şeklinde görüldüğü gibi muhabbeti de bu tasnife uygun bir taksimle izah eder. Her bir mertebedeki muhabbetin idrâki ise Davud el-Kayseri’ye göre kişinin ruhu, kalbi ve nefsi itibariyle o mertebenin gereği olan letâfete ulaşmasına ve hicâplardan arınmış olmasına bağlı görülmektedir.
Love is one of the prominent issues in Islamic mysticism. The theme of love which has been the main concerns of the Sufis since the beginning of the history of Islamic mysticism has turned out to be the significant part of it. In this study, Davud el-Kayseri, one of the important wises in Ottoman Empire, was studied with regard to his views of love based on the treatise of Muhabbet-i Hakikiyye. Davud el-Kayseri studies the theme in terms of the unity of existence. According to the Ekberi’s philosophy, the existence of Allah and his love are united. In the unity of existence philosophy, the levels of existence are the outcome of Allah’s names and attributes. To Davud el-Kayseri, the comprehension of love
in each level depends on the transparency of the sprit, love, intuition the knowledge of the self that one possess.
Other ID | JA22AC47NT |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 1, 2015 |
Submission Date | July 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Issue: 3 |