Farabi’nin adalet anlayışı hak-liyakat-pay ilkesine dayanmaktadır. Varlık, hak-liyakat-pay
ilkesine göre çalışıyorsa; bu durumda insani işlerin olduğu bu dünyanın da hak-liyakat-pay
ilkesine göre inşa edilmesi gerekir. Bir toplumda hak-liyakat-pay dengesi bozulduğunda
adaletsizlik hemen baş gösterir. Farabi’ye göre adalet her zaman sevgiye tâbidir. Eş deyişle
adalet, sevgiyi izler. Erdemli toplumda sevgi, öncelikle erdeme olan iştiraklerle meydana
gelir. İştirakleri sevgi ile çoğaltmak, erdemleri çoğaltmak demektir. Farabi herkes herkesten
korktuğu sürece adaletin o toplumda zor tecelli edeceği, birbirine iradî sevgi bağı ile bağlı
toplumlarda ise adaletin hızla tecelli edeceği görüşündendir. Farabi, adalet ve mutluluk
arasında ilişki kurar. Mutluluk, yaşamın amacıdır. Bu amaca ulaşmak için adalet erdeminin
mutlaka gerçekleşmesi gerekir.
Al-Farabi’s concept of justice is based on principles of right, competence and share. If the
being abides by principles of right, competence and share; the World in which there are
human affairs should also be built upon the principles of right, competence and share. When
the balance of right-competence and share system is disturbed in a society, injustice emerges
instantly. In Al-Farabi’s view, justice is always tied to love. In another saying, justice follows
love. In virtuous societies, love firstly arises when people act virtuously. Increasing such
manners with love equals to increasing virtues. Al-Farabi is of the opinion that justice is hard
to come out as long as everyone is afraid of each other and adds that justice can emerge quickly
in societies where people are attached to each other with sincere love. Al-Farabi establishes a
link between justice and happiness. Happiness is the aim of life, and reaching this aim is only
possible through the actualization of justice.
Journal Section | Articles |
---|---|
Authors | |
Publication Date | January 18, 2018 |
Submission Date | December 6, 2017 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 8 |