Felsefe tarihinde ilke, neden, arke, hipostaz vb. kavramlar etrafında mevcudatın varlığa gelişi ile ilgili farklı nazariyeler ileri sürülmüştür. Bu nazariyelerden bazıları hipotezlerinin zayıflığı sebebiyle bir süre sonra anlamını yitirip düşünce tarihinde kaybolup giderken bazıları da içerdiği kuramların güçlülüğü nedeniyle geçmişten günümüze etkisini sürdürmüştür. Mevcudatın varlığa gelişi ve konumlandırılmasına yönelik en güçlü nazariyelerden biri de sudûr/taşma nazariyesidir. Sudûr, Geç Platonizm Dönemi’nin (Yeni Eflatuncu Dönem) kurucu filozofu Plotinus’a aittir. Plotinus, Platonist bir filozof olarak tanınıyor olsa da onun Aristoteles’ten büyük ölçüde yararlandığı kendisine ait Enneadlar eseri okunduğunda anlaşılmaktadır. Platon ve Aristoteles felsefelerinde sudûra dair bir vurgu olmadığı bilinse de her iki filozofun varlık ve birlik ile ilgili tesis ettiği doktrinler birçok felsefi geleneği etkilemiş, bunlardan örneğin Geç Platonik gelenek, Platon’un çizgisini takip ederek onun varlık ve birlikle ilgili ortaya koyduğu metafiziksel şema üzerinden sudûr nazariyesini oluşturmuştur. Bu çerçevede, Platon ve Aristoteles felsefelerinde en ayrımlı noktalardan biri olan nedensellik bağlamında “pay alma”, “birlik” ve “varlık” kavramları ile ilgili temellendirmelerin sudûr nazariyesini anlamada gerekli olduğunu söylemek mümkündür. Çalışma bağlamında ele alınacak sorunsal husus, sudûr nazariyesinin Aristoteles felsefesi yerine Platon felsefesi ekseninde ortaya çıkmasının felsefi zemininin araştırılmasıdır. Plotinus’un Platoncu geleneğin önemli filozoflarından biri olması konunun izahında yeterli bir açıklama olarak görünmemektedir. Zira Platon’un ölümünden (MÖ 347) MS üçüncü yüz yıla, yani Plotinus’a (öl. 270) kadarki süre içerisinde böyle bir nazariyenin ortaya çıkmaması salt Platonculukla açıklanacak bir husus değildir. Dolayısıyla meselenin izahında sudûr nazariyesi ekseninde öne çıkan argümantasyonları tespit etmek felsefi açıdan önem arz etmektedir. Bu çalışma, her iki metafizik yaklaşımı sudûr nazariyesi ekseninde değerlendirmeye tabi tutmaktadır.
In the history of philosophy, various theories have been proposed concerning the emergence of existence around concepts such as principle, cause, origin, hypostasis, and so on. Some of these theories, due to the weakness of their hypotheses, eventually lost their significance and faded away in the history of thought, while others have maintained their influence from the past to the present due to the strength of the principles they encompass. One of the most robust theories for the coming into existence and positioning of beings is the theory of emanation/overflow. Emanation is attributed to Plotinus, the founding philosopher of the Late Platonic Period (Neoplatonic Era). Although Plotinus is known as a Platonist philosopher, it is understood from his Enneads he also greatly benefited from Aristotle. While it is acknowledged that emanation is not prominently emphasized in the philosophies of Plato and Aristotle, the doctrines they articulated regarding being and oneness have greatly influenced various philosophical traditions. For instance, the Later Platonic tradition, which followed in Plato's footsteps, developed the theory of emanation based on his metaphysical framework concerning being and oneness. In this regard, it becomes necessary to establish a foundation for the concepts of “participation,” “oneness,” and “being” within the context of causality, which constitutes one of the most distinctive aspects of the philosophies of Plato and Aristotle, to comprehend the theory of emanation. The problematic issue to be addressed within the context of this study is the investigation of the philosophical background behind the emergence of the theory of emanation within the framework of Platonic philosophy, as opposed to Aristotelian philosophy. The fact that Plotinus is one of the important philosophers of the Platonic tradition does not seem to be an adequate explanation for the subject. The fact that such a theory did not emerge during the period from Plato’s death (347 BC) until the third century AD, that is, up to the time of Plotinus (d. 270) is not a matter that pure Platonism can explain. Therefore, it is philosophically important to identify the arguments that come to the forefront within the context of the theory of emanation in explaining of the matter. This study examines both metaphysical approaches within the theory of emanation.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Islamic Philosophy, Turkish Islamic Philosophy |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | October 17, 2023 |
Submission Date | July 24, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 4 |
Tetkik is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License CC BY-NC 4.0)
SHERPA ROMEO | Open Citations I4OC | LOCKSS | CLOCKSS | DOAJ | Crossref Participation Report | DOI | OAI
Society: OKU OKUT ASSOCIATION | Publisher: OKU OKUT PRESS