Çeşitli anonim şirketlere yatırım yaparak paylarına sahip olan kişiler hukuki açıdan yatırım yaptıkları şirketlerin ortağı konumuna gelmektedir. Bu durum pay sahiplerini ilgilendiren şirketin toplantılarına katılma, şirketin gelirleri üzerinde hak elde etme, zararlardan etkilenme gibi birtakım yasal hak ve yükümlülükleri gündeme getirdiği gibi ilgili kişilerin dini mükellefiyetleri açısından da bazı problemleri gün yüzüne çıkarmaktadır.
Bu konuda gündeme gelen en önemli problemlerden biri yatırım yapılan anonim şirketin elde ettiği kazancın fıkhî açıdan mahzurlu özellikler barındırıyor olması durumunda bu kazancın yatırımcılar açısından ne şekilde değerlendirileceği hususudur. Özellikle piyasa şartları, rekabet dezavantajları, yasal zorunluluklar gibi durumların şirketlerin fıkhen mahzurlu sayılan birtakım gelirlere sahip olmasını kaçınılmaz kıldığı durumlarda yatırımcılar açısından bu sorun daha da önem kazanmaktadır.
Bir şirkete yatırım yapan kişiler ilgili şirketin ortağı mesabesinde olduklarından şirketin geliri de doğal olarak hisseleri oranınca bu yatırımcıların geliri olmaktadır. İslam hukukunda ilke olarak bir Müslümanın malvarlığında fıkhen mahzurlu sayılan hiçbir gelirin bulunmaması genel kural olmakla birlikte bu gibi başkalarının süreç yönetiminden kaynaklı yahut belli şartların dayatması sebebiyle elde edilen gelir hakkında nasıl bir yöntem izleneceği hem klasik dini literatüre hem de modern çalışmalara konu olmuştur.
Fıkıh doktrininde kişinin helal malları arasına herhangi bir şekilde haram malın karışmış olması durumunda bunu zilyetliğinden çıkarması gerektiği kabul edilir ve bu işlem bir şeyi elden çıkararak ondan kurtulmak anlamına gelen “tahallus/التخلص” tabiriyle ifade edilir. Modern çalışmalarda da pay senetlerinden elde edilen gelirler hakkında bu yaklaşım sürdürülerek bu işlem için genelde “arındırma” (Ar. التطهير, İng. Purification) ifadesi tercih edilmektedir.
Bu makalede yatırım yapılan şirkete ait mahzurlu gelirlerin bulunması durumunda yatırımcının bunu arındırmak için nasıl bir yöntem takip etmesi gerektiği konusunda modern dönemdeki tartışmalar incelenmiş, klasik fıkıh doktrini açısından bu görüşlerin tutarlılığı tartışılmıştır.
Individuals who own shares of companies traded on the stock exchange become partners
of the companies they invest in. The situation also brings to light certain issues for
shareholders in terms of their religious obligations, in addition to the advantages of
receiving a share of the company's earnings as profit and the risks of being affected by the
company's losses. One of the issues that has come up in this context is the possibility that
the income from the company one has become a partner in may contain prohibited
elements from a fiqh perspective. Especially the financial needs that arise as a result of
market conditions, the need to protect savings against inflation, legal obligations, and
similar factors can affect companies' possession of income that is considered prohibited
according to fiqh. In such cases, the issue of purifying prohibited income becomes even
more important for investors. Since shareholders are partners in the companies they
invest in, the company's income naturally becomes the income of the shareholders in
proportion to their shares. From the perspective of Islamic law, it is a general rule that a
Muslim individual's wealth should not include income that is considered prohibited from
a fiqh perspective. However, as is the case in a partnership relationship, it is likely that
prohibited income may arise as a result of the management of others or the imposition of
certain conditions. It is generally accepted that if such income arises, it should be purified
by allocating it to certain aspects. This article examines the reasons why prohibited
income may arise in companies that one invests in, how it can be identified, what method
investors can use to purify it, and which aspects the purification amount can be allocated
to, aiming to provide a comprehensive fiqh perspective on the purification of shares.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 29, 2023 |
Publication Date | June 30, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Tevilat Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.