In the terminology of Islamic legal theory (usûl al-fıqh), the Sunnah that is the Prophet’s
words, acts and approvals, is the second source of legal provisions. The necessity of following
the Prophet as a role model is deduced from the verses that remark his exemplary
role for Muslims and command to obey and follow him as well as the verses, which indicate
that he has duty of explaining the Qur’an. Islamic legists agreed (ijma) on that if the
Sunnah is identified in certain conditions and if its source is prophethood, it is binding all
Muslims. However, there are the Prophet’s humanely behaviours, such as eating, drinking,
sleeping, dressing and sitting, as well as there are His experiential and non-legislative behaviours,
such as trading, farming, military arrangements, opinions on war and advising
a medicine for a disease. The Prophet was pointed out in the Qur’an as a good exemplary
for all people. This study explains whether or not his non-legislative acts, humanly behaviours
and personal experiential opinions is regarded as Sunnah and whether or not such
acts would be binding all Muslims.
Fıkıh usulü terminolojisinde şer‘î delillerin ikincisi olan Sünnet, Hz. Peygamber’den sâdır
olan söz, fiil ve takrirleri ifade eden bir hüküm kaynağıdır. Hz. Peygamber’in bizler için
güzel örnek olduğuna dikkatleri çeken, ona uymayı ve itaati emreden ayetler ile birlikte
kendisine Kur’ân’ı açıklama görevinin verildiğini ifade eden ayetlerden Hz. Peygamber’e
uymanın gerekliliği anlaşılmaktadır. İslâm hukukçuları belirli şartlar dâhilinde tespiti yapılan
ve kaynağı risâlet olan sünnetin Müslümanlar için bağlayıcılık arz ettiği hususunda
icma etmiştir. Bununla birlikte Hz. Peygamber’in yeme, içme, uyuma, giyinme ve oturup
kalkma gibi insan tabiatının bir gereği olarak sergilediği davranışların yanı sıra ticaret,
ziraat, ordu tanzimi ve savaşa dair kanaatleri, bir hastalığa ilaç tavsiye etmesi gibi teşrî
nitelikli olmayan kişisel tecrübeleri de söz konusu olmuştur. İşte bu çalışmada, Kur’ân-ı
Kerim’de Müslümanlar için en güzel örnek olduğu vurgulanan Hz. Peygamber’in teşrî nitelikli
olmayıp insan tabiatının bir gereği olarak ya da kişisel tecrübe ve kanaatleri şeklinde
kendisinden sâdır olan fiillerin sünnet kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği
ve bu tür fiillerin bağlayıcılık arz edip etmeyeceği konusu izah edilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Araştırma Makalesi |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2019 |
Submission Date | May 18, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 |