Naskh (abrogation), is one of the most discussed areas within the origins of tafsîr (interpretation) in the modern period. In the classical period, there was an agreement in its existence but not in its number, whereas in the modern period it has become a controversial subject. While the number of the abrogated verses in the classical period was expressed in hundreds, this number decreased to single digits in the modern period. One of the names that come to mind at this point is the Indian scholar Shāh Walī Allāh al-Dihlawī (d. 1176/1762). Ad-Dihlawî, mentioned the subject of abrogation in his original work in the origins of interpretation titled al-Fawzu’l-Kabîr fî Usûli’t-Tafsîr, and reduced the number of the abrogated verses to 5, whereas this number was increased to twenty-one in as-Suyûtî’s (d. 911/1505) work called al-İtkân. In modern studies on naskh, the verses that Dihlawî accepted as abrogated came to the fore and the subject became controversial. This study is based on the work titled al-ʿAwnu’l-Kabîr Şarhu’l-Fawzi'l-Kabîr written by the Indian scholar Saʿīd Ahmad Pālanpurī on ad-Dihlawî’s work al-Fawzu’l-Kabîr. Pālanpurī analyses here the point of view of ad-Dihlawî to abrogation and discusses his approach regarding the abrogated verses. At the same time, this study also gives an idea about the approach to abrogation of the Deoband school, which adopts a Hanafî-Sunnî line in the Indian subcontinent, where the school of Qur’anism, which is the standard bearer of those who reject abrogation in the Qur’an in the modern period.
Tafsīr Abrogation Abrogater Abrogated Shāh Walī Allāh al-Dihlawī The Deoband School Saʿīd Ahmad Pālanpurī.
Nesih konusu modern dönemde üzerinde en fazla tartışılan tefsir usulü konularındandır. Klasik dönemde varlığında çoğunlukla ittifak edilip miktarında ihtilaf edilen bu konu, modern dönemde varlığında ihtilaf edilen bir konu haline gelmiştir. Klasik dönemde mensuh kabul edilen âyetlerin sayısı birtakım kaynaklarda yüzlerle ifade edilirken modern dönemde bu sayı tekli rakamlara inmiştir. Bu noktada akla gelen isimlerden biri de Hindistanlı âlim Şah Veliyyullah Dihlevî’dir. (öl. 1176/1762) Tefsir usulü alanında kaleme aldığı Fevzü’l-kebîr fî usûli’t-tefsîr adlı eserinde nesih konusuna değinen Dihlevî, Süyûtî’nin (öl. 911/1506) el-İtkân adlı eserinde yirmi âyet olarak tespit ettiği mensuh âyetleri tekrar ele almış ve bunların sayısını beşe kadar indirmiştir. Modern dönemde nesih ile alakalı yapılan çalışmalarda Dihlevî’nin mensuh kabul ettiği âyetler öne çıkmış ve konu bu âyetler üzerinden tartışılır hale gelmiştir. Bu çalışma Hindistanlı âlim Müftî Saʻid Ahmed Palanpûrî’nin (1942-2020), Dihlevî’nin Fevzü’l-kebîr’i üzerine yazdığı el-ʿAvnu’l-kebîr şerhu’l-Fevzi’l-kebîr isimli şerhinde, neshe bakışını ve Dihlevî’nin mensuh kabul ettiği âyetlere yaklaşımını ele almaktadır. Aynı zamanda bu çalışma, modern dönemde Kur’an’da neshi reddedenlerin bayraktarlığını yapan Kur’ancılık ekolünün ortaya çıktığı Hint alt kıtasında Hanefî-Sünnî bir çizgi benimseyen Diyobend ekolünün neshe yaklaşımı hakkında da fikir vermektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Araştırma Makalesi |
Authors | |
Publication Date | December 28, 2021 |
Submission Date | October 12, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 8 Issue: 2 |