Abstract
Pilov lavlar Türkiyede jeologlar tarafından görülmüş olmakla beraber hakiki durumları umumiyetle lâyık olduğu veçhile takdir edilmemiştir. İlk defa 1945de Torosların şimal yamaçlarında Bereketli Maden civarında BLUMENTHAL tarafından Andesit diye vasıflandırılan sahreler arasında pilov lavları teşhis ettim. Bir kaç sene sonra buranın güney batısına düşen Ulukışla-Bor çevresinde karakterleri daha vazih görülen pilov lavlar müşahede ettim. Anadoludaki pilov lavların resmi ilk defa burada alınmıştır. Bu pilov lavlar dünyada bulunanların en güzellerindendir.
Pilov lavlarla yakından ilgileri olmıyanlar için bunlar hakkında biraz malûmat vermek faydalı olacaktır. Pilov lavlar terkip itibariyle umumiyetle basık>> olup görünüş cihetinden bir yastık veya bir torbaya benzerler. Dışları cam gibi ince bir tabaka ile kaplı, bazan da hücreli olurlar. Kışrın sertleşmesi ya magmanın su ile veyahut sulu bir sediman ile teması neticesidir. Pilovlar hücreli oldukları vakit bu hücreler <konsantrik> bir surette dizilirler. Pilovların zarlarının mevcut hacma kendilerini uydurabilecek yumuşaklıkta olmaları gerekir. Pilovların aralarındaki boşluklar umumiyetle kalker ve radiolaritle dolmuş bulunur.
Pilovların bizzat teşekkülleri Dr. Tempest ANDERSON tarafından Samoa adasında Matavani volkanı civarında lavların denize aktığı yerde görülmüştür. Lavlar denize vardıkları vakit lav parçaları ince boyunlu beyzî bir şişe şeklini aldıktan sonra bir torba hacmine kadar büyüdükleri müşahede edilmiştir.
Türkiyede pilov lavlar (a) Üst Paleozoik veya Trias, (b) Mesozoik, (c) Eosen devirlerine aittir. Birinci kategorideki eski lavlar Ankara dolaylarında grovak, kalker, tüf ve bazik bürkanî taşlarla birlikte görülürler. Mesozoik pilov lavlar Anadoluda geniş bir surette inkişaf eder ve genel olarak ofiolitik yeşil sahrelerle birlikte rastlanırlar. Kalecikle Elmadağ arası iyi bir misal olarak verilebilir. Tersiyere ait Pilov Lavlar Torosların şimal versanında bilhassa Ulukışla-Bor civarında pek güzel görülürler. BLUMENTHAL'in andezit diye gösterdiği bu sahrelerin yerini tren hattından ötede Eosen flişi almaktadır. Etüt edilen pilov lavlar bu fliş içinde aratabakalar şeklinde tezahür eder. Burada Eosen’in şiddetle iltivalı olması enteresan bir olay olarak not edilebilir. Türkiyedeki Pilov Lavlar'ın şekilleri sunduğum krokilerle gösterilmiştir. Bunlarda hücreler kışra muvazi olarak yahut aşağıdan yukarıya ince bir boru gibi tekevvün ederler. İskoçyada Mull adasındaki pilov lavlar Türkiyedekilere çok benzerler. Oradaki Pilovların büyüklüğü 60-120 santim arasında değişir. Mull'da volkan gölünün etrafında su altında değil de havada teşekkül etmiş karasal pilov lavlara yakın şekiller müşahade edilir.