Lâiklik, sosyal yaşam, bellek ve düşünün bütün toplumsal sahalarında yozlaşmaya neden olan “kutsallaştırılmış geleneğin” tasfiyesi amacıyla, yeni eğitim, yeni kurumlar, yeni insan, kısacası yeni bir zihniyet öngören Batılı anlamda çağdaşlaşmanın anahtar kavramıdır. Atatürk çağdaşlaşması da, toplumun hukuktan eğitime, kültürden iktisata çağdaş uygarlık gereklerini yakalayabilmesini sağlayacak lâik-seküler zihniyet meselesidir. Bu araştırmanın amacı, Atatürk düşününün temeli niteliğindeki çağdaşlaşmanın neden bir zihniyet meselesi olduğunu lâiklik ve sekülerleşme kavramları çerçevesinde irdelemektir. Bu araştırmanın sorunsalı, Atatürk düşününde lâiklik ve çağdaşlaşma olgularının söz konusu düşünün temel zihniyetini oluşturup oluşturmadığıdır. Bu araştırmanın konusu, Atatürk düşünü, lâiklik ve çağdaşlaşmadır. Bu araştırmanın önemi, Atatürk düşününde lâikliğin çatı kavram olduğunun, çağdaşlaşma (sekülerleşme) kavramının ise, onun önemli bir sütununu oluşturduğunun önerilmesinin, bu şekilde Atatürk fikriyatında bahse konu iki kavramın ilişkisel yerinin ortaya konmasının, Atatürk düşününün ontolojisi ve felsefi olarak öngördüğü “daha iyi bir dünya” için anılan iki kavramın değişmez ve vazgeçilmez olduğunu savlamasıdır. Esas olarak nitel (kalitatif) araştırma metodolojisi benimsemiş olan bu araştırma, ikincil veri kaynaklarından yararlanarak bilimsel veriyi elde etmiş ve içerik analizi, doküman analizi ve yorumsamacılık gibi bilimsel araştırma yöntemlerinden faydalanmış ve destek almıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 8 Mayıs 2022 |
Gönderilme Tarihi | 23 Şubat 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 1 |