Erken Cumhuriyet dönemi kimlik ve kültür politikalarına yön veren temel paradigma Osmanlı medeniyetiyle Türk kültürü arasında keskin bir karşıtlık olduğunu varsayan Gökalp’in hars-medeniyet ayrımına dayanmaktadır. Medeniyet ve hars daireleri arasındaki geçişkenliği yok sayma, karşıtlığı abartma eğilimindeki Cumhuriyet elitleri Türk kültürünün ŞarkOsmanlı medeniyetiyle uyumsuz, Batı medeniyetiyle uyumlu yanlarını vurgulamıştır. Bunun en çarpıcı örnekleri, Osmanlı müziğini dışlayan ve Batı tekniğini esas alan yeni bir Türk müziği yaratmayı amaçlayan Musiki İnkılabı sırasında gözlenmiştir. Musiki İnkılabı’nı savunan kimi yazarlar Anadolu’daki bazı türkülerin ve Bektaşi müziklerinin Türklerin hakiki müziği olduğunu ileri sürmüş, bunlarla Batı müziği arasında Osmanlı müziğine kıyasla daha çok benzerlik olduğunu kanıtlamaya çalışmışlardır. Hâlbuki Bektaşi nefesleri, birbirine zıt olduğu varsayılan medeniyet ve hars unsurları arasında çok zengin bir alışverişin olduğunu göstermektedir. Bu açıdan Bektaşi nefesleri, Osmanlı kültür dünyasında birbirine zıt ve birbiriyle ilişkisiz iki edebiyat, iki müzik ve iki din olduğunu varsayan Gökalpçi modeli yanlışlamaktadır. Bu makale Bektaşi nefeslerinin dini, edebi ve müzikal açıdan hars-medeniyet ikiliğini sarsan yanlarını ön plana çıkartmayı amaçlamaktadır
Bektaşi müziği müzik sosyolojisi Ziya Gökalp Vahit Lütfi Salcı kültür medeniyet din sosyolojisi
The main paradigm guiding the policies of the Early Republican regime regarding national identity and culture is based on Gökalp’s culture-civilization dichotomy which assumes a sharp contrast between the Ottoman civilization and the authentic Turkish folk culture. Republican elites, prone to ignore the transitivity between the elements of civilization and culture, as well as exaggeration the contrast between them; underlined those elements of Turkish folk culture which they assumed to contrast with the Oriental Ottoman civilization and be in conformity with the Western civilization. The most striking examples of this approach were observed during the Turkish musical reform movement that aimed to form a new Turkish musical culture which excluded the Ottoman musical tradition and embraced the Western technique. Not a few proponents of this reform claimed that some intact folk songs and Bektashi hymns should be classified as the genuine authentic music of the Turks and they also attempted to demonstrate that these had much more common elements with the Western music than they had with Ottoman music. On the contrary, this article argues that Bektashi hymns are in fact a striking example of the existence of fertile transactions between the elements of civilization and culture which were assumed by Gökalpian tradition to be completely disharmonious with each other. Bektashi hymns invalidate the Gökalpian formula which postulated an Ottoman world having two literatures, two musical traditions and two religions unrelated to each other. The focus of this article is on the sociological, religious, literary and musical aspects of the Bektashi hymns that challenge the culture-civilization dichotomy
Bektashi music sociology of music Ziya Gökalp Vahit Lütfi Salcı culture civilization sociology of religion
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 14, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Issue: 73 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.