Bu çalışmada Alevî şeklinde isimlendirilen grupların âdâb ve erkânlarını icrâ ettikleri mekânlar ele alınmıştır. Günümüzde Alevî olarak nitelendirilen bu grupların her biri, geçmişte Bektaşi, Tahtacı, Keçeci Babalı gibi mensup olduğu ocakla adlandırılmıştır.Söz konusu bu ocakların her biri, bütün telakkîlerini tasavvuf ve tarikat hayatı kalıplarında anlamlandırmıştır. Aleviler, geçmişte içlerinde “tevhid” kısmının da bulunduğu âdâb ve erkânı, diğer bir ifadeyle oniki hizmet üzerinden yürütülen cemleri, diğer tasavvufi ekollerde ya da tarikatlarda olduğu gibi, tekke, zâviye ve dergâhlarda; tekke, zâviye ya da dergâhın bulunmadığı yerleşim yerlerinde ise gerekli büyüklükte evi olan bir dede ya da talibin evinde toplanıp yürütmüşlerdir. Adâb ve erkânın icra edildiği bu mekanlar ise, bölgeden bölgeye, ocaktan ocağa tekke, dergah, zaviye, niyaz evi, meydan evi, Kırklar meydanı, büyük ev, tarikat evi gibi farklı isimlerle isimlendirilmiştir.Ülkede görülen sosyo-ekonomik gelişmelere paralel olarak Aleviler de şehirlere göç etmişler, şehirlerde kurdukları vakıf ve dernekler bünyesinde örgütlenmişlerdir. Söz konusu dernek ve vakıflar bünyesinde aynı zamanda adâb ve erkânlarını da yürütmeye başlamışlardır. Şehirleşmenin etkisiyle öncelikle şehir merkezlerinde dernek ve vakıflar bünyesinde cemlerini yürüttükleri bu mekanları “Cemevi” adıyla isimlendirmişlerdir.Gerek şehirlerdeki gerek köylerdeki son döneme 1990’lı yıllardan sonra ait bu yeni yapılar, farklı sosyal ve kültürel etkinliklerle beraber aslında Alevî âdâb ve erkânın, yani cemlerin yürütüldüğü mekanlardır. Dolayısıyla “cemevi” isminin “tekke, zaviye, dergâh, niyaz evi, meydan evi, Kırklar meydanı, büyük ev, tarikat evi vb. cemaatin “cem olup/toplanıp” zikri, âdâb ve erkânı yürüttükleri geleneksel mekanların yerine isim olarak kullanılması son döneme mahsus bir gelişmedir. Sonuçta cemevi, âdâb ve erkânın icra edildiği mekanlara verilen bir addır.
This article deals with the manner and etiquette places of groups named Alevî. Each group described as Alevî today, was named with its own “ocak” in the past, for example Bektaşi, Tahtacı and Keçeci Babalı etc. Each of these “ocak” and groups takes all its views, thoughts and practices about religious and social life from Sufism and dervish order. As in other Sufi orders and traditions, Alevî groups used to perform their practices including “tawhid” or cem ceremonies/etiquettes based upon twelve acts in dervish lodges and convents; in places where there was no convents, they performed such services in the houses of dedes or talibs. The places where such ceremonıes were practiced have been called with various names like tekke, dergâh, zâviye, niyaz evi, meydan evi, Kırklar meydanı, büyük ev, tarikat evi. Parallel to the socio-economic developments in Turkey, “ocak”s and groups named Alevî moved to cities and they were organized under endowments and associations founded in the cities. They then began to perform their ceremonies/etiquettes and practices within these endowments and associations. As a result of urbanism, they called these endowments and associations where they performed their manner and etiquettes / cem ceremonies as “Cemevi”. These buildings constructed both in the cities and in the villages in the recent period after 1990’s have become places where Alevî manners, ceremonies/ etiquettes and practices, together with various other social and cultural activities, are performed. Therefore, the usage of the name “cemevi” instead of the names of the traditional places like “tekke, dergah, zaviye, niyaz evi, meydan evi, Kırklar meydanı, büyük ev, tarikat evi” etc. for the place where community assembles and performs manners, ceremonies/etiquettes and practices is a recent development. In the end, cemevi is the name given to a place where Alevî manners, ceremonies/etiquettes and practices are performed
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 18, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Issue: 88 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.