Türkiye’de Alevilik araştırmaları 19. yüzyılda şarkiyatçılar ve misyonerler tarafından başlatıldı. Şarkiyatçı ve misyonerler Alevileri Hristiyanlarla benzerlikleri çerçevesinde araştırdı ve değerlendirdiler. Onlara göre Aleviler Hristiyan kökenden gelmiş, süreç içinde çeşitli etkilerle Alevileşmişlerdi. Şarkiyatçı ve misyonerlerin ardından II. Meşrutiyet yıllarında İttihatçı çevrenin aydınlarından Mehmet Fuad Köprülü Türkçü bir tepkiyle yeni bir paradigma inşa etti. Köprülü’nün paradigması bir bakıma şarkiyatçı ve misyonerlerin tezlerine karşı Alevilerin Türk kökenine işaret etmiş, onları Hristiyan köken iddiasından uzaklaştırmış, Alevileri Türk kimliği altında Hacı Bektaş’tan Ahmet Yesevi’ye uzanan bir hat üzerinden Orta Asya kökene bağlamıştır. Köprülü paradigması uzun süre Alevi araştırmalarındaki hakimiyetini korudu. 1990’ların başında Köprülü’nün Türkçü tezlerine karşı Kürt tepkisi ortaya çıktı. İlk defa Cemşid Bender Alevilerin aslında Kürt kökenli olduğu tezini ortaya atmış, Aleviliğin kökenini Kürt uygarlığında aramak gerektiğini ileri sürmüştür. 1990’lara veya belki de 2000’li yıllara kadar Alevilik araştırmaları büyük oranda köken araştırmaları biçiminde sürdürüldü. 2000’li yıllardaysa Alevilik araştırmacıları şarkiyatçıların çizgilerini saptadığı alanı genişletti, başka sorular sormaya, başka kaynaklara işaret etmeye, meseleyi başka bir biçimde görmeye gayret etti. Bu makale 19. yüzyıldan bu yana Alevi araştırmalarına dair ana kaynaklara ve ana görüşlere yer veren çok kısa bir döküm yapmakla birlikte söz konusu dökümün esas temalarını açığa çıkarmak ve bu alana dair birtakım önerilerde bulunmak istemektedir.
Alevism studies in Turkey was initiated by orientalists and missionaries in the 19th century. Orientalists and missionaries evaluated Alevis in terms of their similarity with Christians. According to them, Alevis came from Christian origin and became Alevis with various effects in the process. After the orientalists and missionaries, the Second Constitutional Monarchy during Mehmet Fuad Köprülü, one of the intellectuals of the Unionists the Committee of Union and Progress , built a new paradigm with a Turkist reaction. Köprülü’s paradigm, in a way, pointed to the Turkish origin of the Alevis against the theses of the orientalists and missionaries, distancing them from the claim of Christian origin, and linking the Alevis under the Turkish identity to the Central Asian routes through a line from Hacı Bektaş to Ahmet Yesevi. In the early 1990s, a Kurdish reaction against Köprülü’s Turkist thesis arose. For the first time, Cemşid Bender expressed the thesis that Alevis were actually of Kurdish origin, and claimed that the origin of Alevism should be found in Kurdish civilization. Until the 1990s, or perhaps the 2000s, Alevism studies continued, largely in the form of origin studies. In the 2000s, Alevism researchers expanded the area where the orientalists had determined their lines, tried to ask other questions, point out other sources, and see the issue in a different way. Although this article provides a very brief breakdown of the main sources and main views on Alevi studies since the 19th century, it aims to reveal the main themes of the breakdown and make some suggestions on this field.
Alevi Historiography Alevi and Bektashi Historiography Qizilbash Historiography Köprülü Paradigm.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 6, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Issue: 99 |
Bu dergide yayımlanan makaleler Creative Commons Attribution 4.0 ile lisanslanmıştır. Bu lisans, açık erişimli bir makalenin ticari olmayan bir şekilde tekrar kullanılmasına, yazar doğru atfedildiği sürece izin verir.